Başkanlığımız, İngiltere'nin başkenti Londra'da "Ramazan Çadırı Projesi" kapsamında "Milletleri Buluşturmak: Türkiye-Birleşik Krallık İlişkilerini Kültürel Diplomasiyle Güçlendirmek" başlıklı panel düzenledi.

Programda katılımcılara video mesajla hitap eden Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Türkiye ile Birleşik Krallık ilişkilerinin, siyasi ve ekonomik bağlarla birlikte kültürel etkileşime de dayanan köklü bir geçmişe sahip olduğunu belirtti. Tarih boyunca iki ülkenin kültürel diplomasi vasıtasıyla birbirlerini daha iyi anladığını vurgulayan İletişim Başkanı Altun, sanattan eğitime, akademiden medyaya geniş bir yelpazede işbirliklerinin geliştirildiğini ifade etti.Bu köklü ilişkileri daha ileriye taşıma ve iki millet arasındaki anlayış zeminini daha da güçlendirme arzusuyla bir araya geldiklerini belirten İletişim Başkanı Altun, ramazanın, bir araya gelmenin, paylaşmanın ve dayanışmanın en güçlü şekilde hissedildiği zamanlardan biri olduğuna dikkati çekti.

Bu çerçevede, Londra'da düzenlenen Ramazan Çadırı Projesi'ni çok kıymetli bulduğunu ifade eden İletişim Başkanı Altun, bu etkinlik ve nicelerinin, farklı kültürlerin bir araya gelmesi, ortak değerler etrafında buluşması ve insani duruşun evrensel gücünü yansıtması yönüyle önemli bir görevi ifa ettiğini bildirdi.

Türkiye'nin dış politikasının belirleyici unsurunun insani, vicdani duruş ve barışı önceleyen perspektif olduğuna dikkati çeken İletişim Başkanı Altun, Türkiye'nin istikrarlaştırıcı gücüyle tarihte olduğu gibi bugün de mazlumların ve mağdurların sesi olmayı sürdürdüğünü belirtti. İletişim Başkanı Altun, "7 Ekim 2023'ten bu yana küresel vicdanın en büyük sınavlarından birini, İsrail'in Filistinliler’e yönelik sürdürdüğü soykırım oluşturmaktadır. Tüm dünyanın ortak insanlık mirasını kana bulayan bu meselenin çözümü, küresel bir inisiyatife, katılımcı, adil ve güçlü bir sese mecburdur." değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye, barışın sağlanması için üzerine düşeni yapmaya hazır"

Rusya-Ukrayna Savaşı ve neden olduğu insani krizin sürdüğünü, kimi girişimlere rağmen kesin bir neticeye ulaşamadığını belirten İletişim Başkanı Altun, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın, İngiltere Başbakanı Sayın Keir Starmer ile gerçekleştirdiği görüşmelerde vurguladığı gibi Türkiye, barışı kolaylaştırmak adına müzakerelere ev sahipliği yapmak dâhil, üzerine düşeni bugüne kadar yaptığı gibi bundan sonra da yapmaya hazırdır. Bu bağlamda, Türkiye ve Birleşik Krallık arasındaki diplomatik ve insani iş birliğinin derinleşerek devam etmesi, yalnızca devletlerarası ilişkilerin değil insanlık onurunun da bir gereğidir. Asırlar boyunca farklı meydan okumalar karşısında ayakta kalmış, zamanın sınamalarını başarıyla aşmış ikili ilişkilerimiz, bugün de bölgesel ve küresel ölçekte barışın, istikrarın ve karşılıklı anlayışın teminatı olma vasfını taşımaktadır."

İletişim Başkanı Altun, bu teminatın önemli bir veçhesini de iki millet arasında vücut bulan kültürel alandaki derinlikli ilişkilerin oluşturduğunu ifade ederek karşılıklı öğrenci değişim programları, bilim insanlarının yürüttüğü ortak çalışmalar ile kültür ve sanat etkinliklerinin iki ülke arasındaki bağların temel sütunları arasında yer aldığını belirtti. Türk sineması, edebiyatı ve müziğinin, Birleşik Krallık'ta giderek daha fazla ilgi gördüğüne dikkati çeken İletişim Başkanı Altun, aynı şekilde İngiliz edebiyatı ve sanatının da Türkiye'de kendine geniş bir takipçi kitlesi bulduğunu kaydetti.

İletişim Başkanı Altun, tiyatrodan festivallere, belgesel projelerinden gastronomi etkinliklerine kadar her alanda kültürel paylaşımın artırılmasının, iki toplum arasındaki dostluğu pekiştirmesi yönüyle çok kıymetli olduğunu vurguladı.

"Türkiye-Birleşik Krallık İlişkilerini Kültürel Diplomasiyle Güçlendirmek" paneli

Başkanlığımızın, Türkiye'nin Londra Büyükelçiliği rezidansında "Ramazan Çadırı Projesi" kapsamında düzenlendiği panele, Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Osman Koray Ertaş, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Türkiye Marka Ofisi Koordinatörü Nur Özkan Erbay ile İngiliz tarihçi ve yazar Bettany M. Hughes katıldı.

Etkinliğe ayrıca sivil toplum kuruluşu "Forward Thinking" Program Direktörü Jordan Morgan ve akademisyen Dr. Carla Figueira'nın yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.

"Kültürel bağlarımız ortaklığımızı zenginleştirmeye devam ediyor"

Gazeteci Enda Brady'nin sunuculuğunu yaptığı panelin açılışında konuşan Büyükelçi Ertaş, Türkiye ve İngiltere'nin güçlü müttefikler olduğunu belirterek "Kültürel bağlarımız ortaklığımızı zenginleştirmeye devam ediyor." dedi. Her yıl milyonlarca İngiliz turistin Türkiye'yi ziyaret ettiğini, on binlerce Türk öğrenci, akademisyen ve girişimcinin eğitim ve iş için İngiltere'ye geldiğini kaydeden Büyükelçi Ertaş, Londra'daki Yunus Emre Enstitüsü (YEE) ve Türkiye'deki British Council'in güçlü köprüler kurmayı sürdürdüğünü vurguladı.

Büyükelçi Ertaş, iki ülke arasında arkeoloji alanındaki onlarca yıllık iş birliğinin, geçmişi günümüze bağlamaya devam ettiğini söyleyerek Londra'da düzenlenen panelin kültürün ilişkileri nasıl şekillendirdiği üzerine düşünmek için fırsat olduğunu ifade etti.

Diyarbakır'da mezarlık ziyaretinde bulunanlara ikram Diyarbakır'da mezarlık ziyaretinde bulunanlara ikram

Panelde konuşan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Türkiye Marka Ofisi Koordinatörü Nur Özkan Erbay, ofisin çalışmalarına değinerek yurt içinde ve yurt dışındaki her bir Türkiye vatandaşını, Türkiye markasının paydaşı ve kurucusu olarak gören anlayışla hareket ettiklerini söyledi. Erbay, "Türkiye ve yurt dışındaki tüm Türkiye vatandaşları, Türkiye'nin marka elçileridir. Bu yüzden çok şanslıyız." dedi.

Türkiye'nin, iletişim politikalarının ve uygulamalarının merkezine Türkiye markasını güçlendirme hedefini yerleştirdiğini vurgulayan Erbay, "Dolayısıyla bu hedefler, yüzyıllardır birçok medeniyete ev sahipliği yapan Türkiye'nin büyük kültürel, medeniyet mirasından ve Türk milletinin ve halkının millî kimliğinden ilham ve güç almaktadır." dedi. Erbay, bu bağlamda kültürel ve insani diplomasiye büyük önem verdiklerinin altını çizdi.

"Türkiye'ye aşık oldum"

İngiliz tarihçi ve yazar Hughes da panelde yaptığı konuşmada, 25 yıldan bu yana Türkiye'nin kültürel mirası hakkında filmler yaptığını belirterek, Türkiye'nin tarihi öneme sahip birçok bölgesini ziyaret ettiğini dile getirdi. Hughes, "Türkiye'ye aşık oldum. Türkiye'ye araştırma yapmak üzere ilk seyahat ettiğimde 18 yaşındaydım. Burası pek çok kültürün yaşadığı bir dünyaydı. Pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmıştı ve o andan itibaren bu hikâyeyi daha geniş kitlelerle paylaşmaya kararlıydım." dedi.

Türkiye'nin tarihî ve arkeolojik önemine vurgu yaparak hazırladığı bir filmin dünya çapında 50 milyondan fazla kişi tarafından izlendiğini kaydeden Hughes, bağımsız bir medya ajansının da filme 2 milyarın üzerinde erişim sağlandığını aktardığını bildirdi.

"Türkiye'nin Orta Doğu'daki coğrafi konumunun çok önemli"

"Forward Thinking" Program Direktörü Morgan da 10 yılı aşkın süredir çatışmaların çözümü alanında çalıştığını ve ana odak noktasının, İsrail-Filistin çatışması olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

"Son 16 ayda Gazze'de yaşanan yıkımı izledik ve bu durum beni dünyanın durumu üzerine epeyce düşünmeye sevk etti. Uluslararası hukukun, uluslararası insancıl hukukun, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan kurallara dayalı sistemin çöküşüne tanık oluyoruz, askerî güç sıklıkla diyaloğun yerini alıyor. Bunun hepimiz için, sadece İngiltere ve Türkiye'de değil aslında tüm küresel güvenlik için çok tehlikeli sonuçları var. Bu bağlamda, Türkiye'nin Orta Doğu'daki coğrafi konumunun çok önemli olduğunu düşünüyorum."

Portekiz kökenli akademisyen Dr. Figueira da kültürel diplomasinin önemine işaret ettiği konuşmasında, sanatçıların, kültür elçilerinin ve sivil toplumun kültürel diplomasinin geliştirilmesindeki kritik rolüne değindi. 

Panel kapsamında, başkent Londra'da Bakanlıklar, devlet kurumları, parlamento ile tarihî ve turistik yapıların bulunduğu bölgelerde dolaşan LED ekranlı araçlar, Türkiye ve İngiltere arasındaki kültürel bağlara da dikkati çekti.