Son günlerde bazı özel üniversitelerin, son sınıfta öğrenciliği devam eden öğretmen adaylarını belirlenen mezuniyet tarihlerinden önce mezun ederek, atama mülakat başvurularına yetiştirmeye çalıştıkları yönündeki iddialar kamuoyuna yansımaktadır. Bu durum, etik değerlere ve eşitlik ilkesine ciddi bir tehdit oluşturmakta ve yasal tarihleri bekleyen öğretmen adayları için hak kayıplarına yol açmaktadır.
Bu yıl gerçekleşecek olan öğretmen atamasının mülakat başvuruları 21 Nisan ve 5 Mayıs 2025 tarihlerinde yapılacaktır. Edindiğimiz bilgilere göre, iktidara yakınlığıyla bilinen bazı üniversiteler bahar dönemi akademik takviminde belirlemiş oldukları öğretmenlik staj uygulaması sürecini tamamlamadan mezuniyet süreçlerini bitirmeyi hedeflemekte, böylelikle öğrencileri başvuru tarihlerine yetiştirmeye çalışmaktadır.
Eğitim, bireylerin en temel haklarından biridir ve bu hak, tüm öğrenciler için eşitlik ve adalet temelli bir yaklaşımı zorunlu kılmaktadır. Ancak, bazı üniversitelerin bu tür uygulamaları, eğitim sisteminde adaletsizlik yaratmakta ve adaylar arasında haksız bir rekabet ortamı oluşturmaktadır.
İki yıldır KPSS sürecini bekleyen ve bu süreçte hayatlarını idare ettirebilmek için maddi/manevi yük altında kalan öğretmen adayları mağdur edilmektedir. Kayırmacılık ve torpille yapılan erken mezuniyet uygulaması, belirli bir grup öğrenciyi diğerlerinin önünde avantajlı duruma getirmektedir. Bu haksız uygulama, avantajlı azınlığı yasal tarih aralığında atanmayı bekleyen adayların önüne geçirerek, eşit şartlarda yarışma hakkını ihlal etmektedir.
Bu tür uygulamalar, eğitimin niteliğini olumsuz yönde etkilemekte, üniversitelerin zaten oldukça aşınmış olan güvenilirliğine daha da zarar vermektedir. Akademik takvimde belirlenmiş olan tarihlere uyulmaması, yasal ve adil süreçlere zarar vererek öğretmenlik mesleğinin itibarını zedelemekte ve eğitim sisteminin geleceğini temelden sarsmaktadır.
Eğitim Sen olarak, ilgili kurumları bu uygulamaların gözden geçirilmesi ve etik değerlerin ve adalet ilkesinin korunması için gerekli adımların atılması konusunda duyarlı olmaya davet ediyoruz.
Yükseköğretim Kurulu’nu (YÖK) bu iddiaları soruşturması ve yasal ve hukuki çerçevede belirlenmiş olan süreçlere uyulması için sorumluluk almaya çağırıyor ve bu doğrultuda kamuoyunun ivedilikle bilgilendirilmesini talep ediyoruz.
Öğretmen adaylarının maruz kalacağı muhtemel hak kayıplarının önüne geçmek için bu sürecin takipçisi olacağız. Son olarak, eşit ve demokratik bir toplumda kayırmacılık ve torpile yer olamayacağının altını çiziyoruz.
Eğitim-Sen