2025 yılına ilişkin özel program ve proje uygulayan eğitim kurumlarına öğretmen atama ve yönetici görevlendirme takvimi açıklanmıştır. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, proje okullarında öğretmen atama ve yönetici görevlendirmeleri süreci yine şeffaflıktan uzak, sübjektif kriterlerle ve liyakat yerine keyfiyete dayalı bir biçimde yürütülmektedir. Bu okullarda öğretmen atama ve yönetici görevlendirmeleri bakan onayı ile 4 yıllığına yapılmakta ve yine bakan onayı ile 4 yıl daha uzatılabilmektedir. Ancak, bu süreçte hiçbir somut kriter belirlenmemekte, tamamen idarenin takdirine bırakılmaktadır.
Milli Eğitim Bakanı, hiçbir duyuru yapmaksızın, mesleki yeterliliği, kıdemi ya da hizmet puanına bakmadan istediği herhangi bir öğretmeni ya da eğitim yöneticisini proje okullarında görevlendirebilmektedir. Yıllardır süregelen bu uygulama, eğitim sisteminde kayırmacılığın ve adaletsizliğin derinleşmesine neden olmuştur.
Eğitim Sen olarak iktidarın siyasi kadrolaşma amacıyla gündeme getirdiği proje okulları uygulamasına ilk günden itibaren karşı çıktığımız kamuoyu tarafından bilinmektedir. Tüm atama yetkilerini bakanlık onayına bağlayan mevcut sistemin öğretmen ve yönetici atamalarında liyakat ilkesini ortadan kaldırdığı ve eğitimin niteliğini olumsuz etkilediği yönündeki itirazlarımız bugüne kadar MEB tarafından dikkate alınmamıştır.
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan Proje Okulları öğretmen atama ve yönetici görevlendirme kılavuzu, yine eğitim emekçilerinin ve sendikaların taleplerini dikkate almayan, liyakat yerine kayırmacılığı ve keyfi uygulamaları önceleyen bir çerçevede hazırlanmıştır. MEB’le yapılan görüşmede de bu sürecin öğretmenlerin mağduriyetlerini gideren somut çözümler sunmadığı, aksine mevcut belirsizlikleri ve adaletsizlikleri sürdürdüğü yetkililerle iletilmiştir.
Atama kriterleri, geçmiş yıllardaki sistemle aynı biçimde devam etmektedir ve subjektif değerlendirme ölçütleri korunmuştur. Bakanlık yetkilileri, öğretmenlerin mağdur edilmeyeceğini, tercihlerin öncelikli olarak göz önünde bulundurulacağını belirtse de bazı değerlendirmelerin görev süresinin uzatılmamasına neden olabileceği ifade edilmiştir. Devamsızlık, hakkında açılmış soruşturmalar, idare ile uyumlu çalışma vs. gibi konuların belirleyici olacağı vurgulanmıştır. Ancak bu tür değerlendirmelerin objektif bir kritere dayandırılmaması ciddi bir sorun olarak görülmektedir.
Öğretmen ve idareci atamalarında liyakat yerine keyfi tercihler ve bakanlık onayı esası korunmaktadır. Mesleki kıdem, hizmet puanı ya da deneyime dayalı nesnel kriterler bulunmamaktadır. Eğitim Sen’in bu sürecin şeffaf hale getirilmesi ve liyakat esasına dayandırılması yönündeki talepleri yine karşılıksız bırakılmıştır.
Proje Okullarının Statüsü Keyfiyetten Kurtarılmalıdır: Proje okullarında belirlenmesi ya da statülerinin değiştirilmesi, şeffaf ve objektif kriterler doğrultusunda illerde kurulacak bağımsız komisyonlar tarafından yapılmalıdır.
Atama ve Görev Uzatma Kriterleri Belirlenmeli ve Liyakate Dayalı Olmalıdır: Atama süreçleri somut kriterlere bağlanmalı, öğretmen ve yöneticiler hizmet puanı, mesleki deneyim ve başarıları dikkate alınarak görevlendirilmelidir.
Bakana Tanınan Keyfi Yetkiler Kaldırılmalıdır ve Yer Değiştirme Hakkı Genişletilmelidir: Proje okullarına atamalarda tüm yetkinin Bakan’ın inisiyatifine bırakılması, eğitim sisteminde eşitsizliği ve kayırmacılığı artırmaktadır. Proje okullarına atanan öğretmenlerin yer değiştirme hakları sadece proje okulları ile sınırlandırılmamalı, genel tayin sistemi içerisinde genel atama ve yer değiştirme yönetmeliğine uygun olarak belirlenecek objektif kriterler doğrultusunda yapılmalıdır.
Eğitim Sen olarak eğitim emekçilerinin haklarının takipçisi olacak ve hukuki süreçleri işletmeye devam edeceğiz. Şeffaf, adil ve liyakate dayalı bir eğitim sistemi için tüm eğitim emekçilerini bu adaletsizliklere karşı birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.
Eğitim-Sen