Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) e-okul sistemi üzerinden ortaokullar ve liseler için 2025/’26 eğitim öğretim yılına ait seçmeli derslerin seçim işlemlerinin başladığını açıklamıştır. Yapılan duyuruya göre Okul yönetimlerinin seçmeli dersleri belirlerken okulun fiziki imkanlarını, mevcut öğretmen kadrosunu ve program içeriklerini dikkate almasını ve öğrencilerin kişisel gelişimlerini destekleyen derslerin öncelikli olması gerektiğini belirtmiştir. Öğrenci taleplerine göre belirlenecek seçmeli dersler 14 Şubat 2025’e kadar e-Okul sistemine işlenecektir.

Seçmeli dersler, öğrencilerin hayata hazırlanması, ilgi ve yeteneklerini ortaya çıkarılması açısından önemlidir.  Seçmeli derslerin okul programlarının ayrılmaz bir parçası olarak öğrencilerin gelişimlerine destek olması, ayrıca bilişsel (bilgi, beceri), duyuşsal (ilgi, tutum) ve sosyal gelişimlerine katkı sağlaması gerekmektedir. Bütün bu bilimsel gerçekleri göz ardı eden çok sayıda okul yöneticisinin ders seçimini döneminde öğrencileri belli dersleri seçmeye zorladığı hatta öğrencilerin yerine ders seçimi yaptığı bilinmektedir.

Geçtiğimiz yıllarda okul idareleri tarafından velilere sunulan dilekçelerde öğrencilerin “insan toplum ve bilim”, “din ahlak ve değerler” ve “kültür sanat ve spor” alanlarından en az birer ders seçmeleri istenmiştir. Bugüne kadar seçmeli derslerin seçiminde öğrencilerin kendi ilgi ve yeteneklerinden çok MEB’in ve okul idarelerinin “zorunlu seçmeli ders” dayatması yapması dikkate alındığında bu yıl da benzer bir sürecin işletilmesi ihtimali az değildir.

MEB yazısında seçmeli derslerin seçiminde öğrenci taleplerine öncelik verileceği belirtiliyor olsa da, okulun fiziki imkânları ve öğretmen yeterliliği nedeniyle bazı öğrencilerin istediği dersleri seçemeyeceği açıktır. Yazıda seçmeli dersler konusunda rehberlik çalışmalarının yapılacağı belirtiliyor olsa da okullarda rehber öğretmen açığı ders seçimlerinde rehberlik sürecini sekteye uğratacaktır.

Seçmeli derslerin seçimi sürecinde ülke çapında çok sayıda okulda eğitimcilikten çok ‘siyasal kadro’ olarak görev yapan eğitim yöneticilerinin özellikle dini içerikli derslerin seçilmesi için büyük çaba gösterdiği, öğrenci ve velileri yönlendirmeye çalıştığı bilinmektedir. MEB’in seçmeli ders sürecini geçmişten bugüne merkeziyetçi bir bakış açısıyla yönlendirmek istemesi doğru değildir. Okullarda öğrenci ve veli katılımını artıran, demokratik ve eşitlikçi bir süreç yerine yönetici inisiyatifine dayanan bir modelin öne çıkması doğru değildir. Okullarda seçmeli derslerin belirlenmesi sürecinde herhangi bir yönlendirme yapılmaması ve öğrencilerin özgür iradesiyle seçim yapabilmeleri sağlanmalıdır.

Öğretmen yokluğu gerekçe gösterilerek çok sayıda seçmeli dersin açılmaması, onun yerine öğrencilerin zorunlu olarak dini içerikli dersleri seçmeye yönlendirilmesi kabul edilemez bir durumdur. Seçmeli ders tercihlerinde temel ölçüt öğrencinin ilgi ve yetenekleri olması gerekirken, her seferinde öğretmen yokluğu ve fiziki olanakların yetersizliği gerekçe gösterilerek öğrencilerin önceden belirlenmiş bazı derslere yönlendirilmesi doğru değildir.

MIL-STD-810 Çevresel Mühendislik Yaklaşımı Laboratuvar Testleri Standardı Eğitimi Başlıyor! MIL-STD-810 Çevresel Mühendislik Yaklaşımı Laboratuvar Testleri Standardı Eğitimi Başlıyor!

Geçtiğimiz yıllarda bazı okul yöneticilerinin öğrenci ve velilere bilgilendirme yapmadan, onlar adına ders seçimi yaptığı, sonrasında seçilen dersleri imzalamaları için velilere tebliğ ettiği bilinmektedir. Bu dönem benzer uygulamaların olması halinde, velilerimiz Türkiye’nin 81 ilinde bulunman 105 Eğitim Sen şubesine mutlaka başvurmalıdır. Sendikamız bugüne kadar olduğu gibi, şubelerimizle birlikte seçmeli ders seçimi sürecini yakından takip etmektedir. Seçmeli derslerin belirlenmesi sürecinde hangi nedenle olursa olsun mağdur edilen veli ve öğrencilerimizin yanında olacağımız bilinmelidir.
Eğitim-Sen\