Komisyon, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı.

Komisyonda, Tarım ve Orman Bakanlığının yanı sıra Orman Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Türkiye Su Enstitüsünün bütçe kesin hesap ve Sayıştay raporları ile Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunun Sayıştay raporu ele alınacak.

Komisyonda, bazı CHP milletvekilleri, getirdikleri ekmek ve sütleri masalarının üzerine koydu.

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Bakanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin sunumuna başladı.

Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2025 yılı bütçelerine ilişkin sunum yaptı.

Savunma sanayisinin lokomotiflerinden, TUSAŞ'a 23 Ekim'de yapılan menfur saldırıyı lanetlediklerini belirten Yumaklı, "Hayatını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Bu hainlere en güzel cevap 'Daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz' olmuştur. Milletimizin huzurunu hedef alan terör örgütleri ve arkasındakiler hiçbir zaman emellerine ulaşamayacaktır." ifadelerini kullandı.

Yumaklı, İsrail'in kadın, çocuk, yaşlı demeden Filistinlilere uyguladığı soykırımın devam ettiğine işaret ederek, "İsrail, Lübnan'a da saldırmak suretiyle mezalimi daha da ileriye taşımıştır. Sözde uluslararası kuruluşlar, tüm mazlum coğrafyalarda olduğu gibi yine sessizliğe bürünmüştür. Ancak Türkiye ve Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan haktan yana, haklıdan yana durmaya ve mazlumların sesi olmaya devam etmektedir." diye konuştu.

Yaşanan gelişmelerin tarımsal üretim üzerindeki baskıyı artırdığını belirten Yumaklı, şöyle konuştu:

"Tarımsal üretimi etkileyen koşulların hızla değiştiği ve gıdaya olan talebin arttığı bu yeni dönemde Türkiye Yüzyılı'na uygun bir vizyon ortaya koyduk. Bu vizyonumuzu, iklim değişikliği, afetler, nüfus artışı, jeopolitik riskler gibi zorlukları dikkate alarak toprak ve su kaynaklarımızın sürdürülebilirliğini ve gıda arz güvenliğini sağlamaya yönelik oluşturduk. Suyu merkeze alan üretim planlaması, yeni tarımsal destekleme modeli, arazilerin etkin kullanımı, sözleşmeli üretim, teknoloji kullanımı, tarımsal örgütler ve kırsal kalkınma, yapısal reform başlıklarımızı oluşturmaktadır."

Yumaklı, üretim planlamasını 81 ilde hayata geçirdiklerinin altını çizerek, üretim planlamasıyla, stratejik ürünlerde yeterliliği artıracaklarını ve tarıma dayalı sanayinin ham madde ihtiyacını sürdürülebilir şekilde karşılayacaklarını söyledi.

Üretim planlaması sürecini etkin bir şekilde uygulamak için bazı tamamlayıcı unsurları da hayata geçirdiklerine işaret eden Yumaklı, şunları kaydetti:

"Bu çerçevede, kayıtlılığın artırılması için çiftçi kayıt sistemi başvuru süreç ve şartlarını kolaylaştırdık. Böylece, 2024 üretim yılında kayıtlı üretici sayısında yüzde 4,1 ve tarımsal alanda yüzde 5,5 artış sağladık. Hedefimiz kayıtlılık oranını yüzde 100'e çıkarmaktır. Tarım politikalarına temel teşkil edecek veri setlerinin üretilmesi amacıyla Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile tarım sayımı çalışmalarına başladık. Bitkisel üretimde, dikili alanlar hariç, toplam üretim alanının yüzde 77'sini oluşturan 13 ürünü ve yem bitkilerini planlama kapsamına dahil ettik."

Yumaklı, üretimde istikrar ve öngörülebilirliği sağlayacaklarına dikkati çekerek, "Plansız üretimden kaynaklanan kronikleşmiş dertlerimizi bitireceğiz. 2025-2027 yıllarını kapsayacak bitkisel üretim planlamasıyla, son beş yılda ortalama, 35 milyon ton olan hububat üretimini 39,5 milyon tona, 1,2 milyon ton olan baklagil üretimini 1,4 milyon tona, 4,6 milyon ton olan yağlı tohumlu bitkiler üretimini ise 5,6 milyon tona ulaştırmayı hedefliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Hayvansal üretimde de planlama sayesinde hayvancılık sektörünü güçlü, dirençli ve sürdürülebilir hale getireceklerinin altını çizen Yumaklı, "3 yıllık planlama dönemi sonunda, büyükbaş hayvan varlığını 16,6 milyondan 17,7 milyon başa, küçükbaş hayvan varlığını 52,4 milyondan 61,1 milyon başa, kanatlı eti üretimini ise 2,5 milyon tondan 2,6 milyon tona çıkarmayı hedefliyoruz. Planlama dönemi sonunda et ithalatını ülke gündeminden çıkaracağız." dedi.

- Yeni destekle tarımsal destekler daha sade hale geldi

Yumaklı, üreticileri planlamaya yönlendirecek en önemli tamamlayıcı unsur olan yeni tarımsal destekleme modelini de bu süreçte hayata geçirdiklerini anımsatarak, yeni modelde tarımsal destekleri, sade ve daha etkin hale getirdiklerini, yeni modelde üreticilerin hangi ilçede hangi ürüne ne kadar destek alacağını bileceğini vurguladı.

Üreticilerin, gelir ve pazar garantisi sağlanarak fiyat dalgalanmalarından etkilenmemesi, alıcıların ise talep ettiği miktar ve kalitede ham madde temin edebilmesi için sözleşmeli üretimi yaygınlaştırdıklarını belirten Yumaklı, sözleşmeli üretim yapan üreticilere sübvansiyonlu kredilerde yüzde 15 ilave faiz indirimi sağladıklarını söyledi.

Yumaklı, kırsal kalkınma faaliyetlerini, tarımsal üretim planlamasıyla entegre ederek, kırsal bölgelerin ekonomik ve sosyal kalkınmasını hedeflediklerinin altını çizerek, IPARD ve Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı gibi projelerle işletmelerin yatırımlarını teşvik ettiklerini ve alt yapısını iyileştirdiklerini vurguladı.

İklim değişikliğinin en fazla etkilediği alanlar arasında su kaynaklarının geldiğini ifade eden Yumaklı, ülkede kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının 1313 metreküp olduğunu, bu değerin ülkenin su stresi altında olduğunu gösterdiğini belirtti.

Yumaklı, su kaynaklarını ulusal bilinçle korumak ve yönetmek üzere "Suda Sıfır Kayıp" anlayışıyla Su Verimliliği Seferberliği'ni başlattıklarını anımsatarak şöyle devam etti:

"İklim değişikliği, kuraklık ve su stresi ile mücadelede tüm sektörleri kapsayan Su Verimliliği Yönetim Sistemini kuruyoruz. Su ve toprak kaynaklarını korumak, geliştirmek ve yönetmek, tarımsal verimliliği artırmak ve enerji üretimine katkı vermek amacıyla, son 22 yılda, 10 bin 657 tesisi hizmete alarak, güncel rakamlarla 2,4 trilyon lira yatırım yaptık. Su depolama hacmimizi 133,1 milyar metreküpten 183,4 milyar metreküpe, sulanan arazi miktarını 47,9 milyon dekardan, 72 milyon dekara, yıllık sağlanan içme suyu miktarını 2 milyar metreküpten, 5,4 milyar metreküpe, toplulaştırılan arazi miktarını 4,5 milyon dekardan 75,8 milyon dekara ulaştırdık."

Suyun verimli kullanılması kapsamında, sulanan alanlar içerisinde modern sulama sistemleri kullanma oranını yüzde 6'dan, yüzde 35'e çıkardıklarının bilgisini veren Yumaklı, 2028 yılına kadar bu oranı yüzde 45’lere çıkaracaklarını ifade etti.

Yumaklı, yapay zeka destekli sulama otomasyonu uygulamalarıyla, tarımsal verimi artırırken, su sarfiyatını azalttıklarına işaret ederek, "2025 yılında, 41 baraj, 6 HES, 11 gölet ve bent, 70 sulama tesisi, 15 içme suyu tesisi, 162 taşkın kontrol tesisi, 2 atık su tesisi, olmak üzere, toplam 307 tesisle 14 arazi toplulaştırma projesini tamamlayarak milletimizin hizmetine sunacağız." dedi.

Lojistik maliyetlerinin azaltılarak, tüketicilerin tarım ürünlerine uygun fiyatla ulaşabilmelerini temin etmek için Organize Tarım Bölgeleri kurduklarına işaret eden Yumaklı, 2028 sonu itibarıyla 42 ilde 61 Organize Tarım Bölgesini faaliyete geçirmeyi hedeflediklerini söyledi.

Ormanların ekonomik, ekolojik ve sosyokültürel faydalar sunan doğal bir kaynak olduğunu anlatan Bakan Yumaklı, bu alanların aynı zamanda önemli bir karbon yutak alanı olması nedeniyle de iklim üzerinde düzenleyici etkiye sahip olduğunu belirtti.

Türkiye'nin orman varlığını artıran nadir ülkelerden biri olduğuna dikkati çeken Yumaklı, ormanların geliştirilmesi ve genişletilmesi amacıyla 7,5 milyar tohum ve fidanı toprakla buluşturduklarını kaydetti. Orman varlığını son 22 yılda 23,4 milyon hektara çıkardıklarına işaret eden Yumaklı, 2013'te başlattıkları endüstriyel odun ham madde çalışmaları kapsamında da 114 bin hektar alanı ağaçlandırdıklarını söyledi.

Bakan Yumaklı, 2003'te uygulamaya aldıkları Orman ve Köy İlişkileri (ORKÖY) projeleriyle orman köylüsünü, yüzde 20'si hibe, yüzde 80'i faizsiz kredilerle desteklediklerini belirterek, "Bugüne kadar 284 bin aileye ve 236 kooperatif projesine günümüz fiyatlarıyla 30 milyar lira destek verdik." diye konuştu.

- "Zarar görmüş ormanların tamamını ağaçlandırıyoruz"

Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, orman yangınlarıyla mücadele kapasitesini artırarak alevlere çok daha kısa sürede müdahale ettiklerini vurgulayarak, bu kapsamda 2002'de 73 ton olan havadan su atma kapasitesini, rezerv güçler dahil 27 uçak ve 105 helikopterle toplam 438 tona; arazöz sayısını 650'den 1686'ya, iş makinesi sayısını ise 140'tan 831'e çıkardıklarını bildirdi.

Yumaklı, ayrıca 2 bin 655 yangına ilk müdahale aracı ile 14 insansız hava aracını hizmete aldıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"İnsansız hava aracı kullanan Avrupa'da ilk, dünyada 2'nci ülkeyiz. Ormanlarımızı, 184'ü akıllı olmak üzere, 776 kuleden 24 saat gözetliyoruz. Orman yangınlarında helikopter ve arazözlerin su alma süresini kısaltmak amacıyla 4 bin 796 yangın havuzu ve gölet inşa ettik. Böylece 40 dakika olan yangınlara ilk müdahale süresini 11 dakikaya kadar düşürdük. 25 bin orman kahramanımız, 127 bin gönüllümüzle yangınlarla mücadele ediyor ve zarar görmüş orman alanlarının tamamını ağaçlandırıyoruz."

11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü kapsamında 81 ilde fidanları toprakla buluşturacaklarını söyleyen Yumaklı, Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri başta olmak üzere tüm vatandaşları, "Geleceğe Nefes" temalı bu etkinliğe destek vermeye davet etti.

Bakan Yumaklı, Türkiye'de kullanılan sertifikalı tohumluğun yüzde 97'sinin yurt içinde üretilen tohumla karşılandığını ifade ederek, 2002'de 17 milyon dolar olan sertifikalı tohum ihracatının, 2023'te 19 kat artışla 327 milyon dolar seviyesine yükseldiğini anlattı.

İhracatın ithalatı karşılama oranının 2002'de yüzde 31 iken, geçen yıl itibarıyla yüzde 131 olarak gerçekleştiğine dikkat çeken Yumaklı, "Bugün artık Türkiye, sertifikalı tohum üreten ve 117 ülkeye tohum ihracatı yapan bir ülkedir. Ayrıca Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi'ni uygulamaya devam ediyoruz." dedi.

- "Şap hastalığı vaka sayısını yüzde 78 azalttık"

Bakan Yumaklı, son 22 yılda, 2,2 milyon hektar alanda Çayır Mera Islah ve Amenajman Projesi uyguladıklarını, yem bitkileri ekiliş alanını 760 bin hektardan 2,7 milyon hektara yükselttiklerini anlattı.

Son 22 yılda hayvan varlığını büyükbaşta yüzde 67,7 artışla 16,6 milyona, küçükbaşta yüzde 64,3 artışla 52,4 milyona, kanatlıda yüzde 48,9 artışla 373,8 milyona ulaştırdıklarını belirten Yumaklı, öte yandan arılı kovan sayısını ise yüzde 119 artışla 9,2 milyon adede çıkardıklarını söyledi. Yumaklı, "Damızlık ve besilik varlığımızı artırmak için ESK ve TİGEM işbirliğiyle büyükbaş hayvan rezervi oluşturuyoruz. Proje kapsamında üretilecek olan hayvanları üreticilerimize uygun koşullarda vereceğiz. Üstün vasıflı hayvan varlığımızı artırmak amacıyla ıslah ve geliştirme çalışmalarını da sürdürüyoruz." diye konuştu.

Ankara ve Kocaeli'deki gen bankalarında 19'u küçükbaş, 7'si büyükbaş ve 5'i at olmak üzere 31 ırka ait 82 bin 868 genetik materyali muhafaza ettiklerini kaydeden Yumaklı, hayvan hastalıklarıyla mücadele kapsamında, şap hastalığına karşı her yıl rutin olarak Bakanlık tarafından üretilen aşılarla uygulanan 2 dozu, bu yıl 3 doza çıkardıklarını ifade etti. Yumaklı, hayvan hareketlerinin kontrolü ve hastalıklarının yayılımının engellenmesi amacıyla üç ilde "Veteriner Yol Kontrol Denetim Noktaları" kurduklarına işaret ederek, yapılan çalışmalarla şap hastalığı vaka sayısını yüzde 78 azalttıklarını vurguladı.

Yumaklı, su ürünleri üretiminde artış ivmesinin devam ettiğini; 2002'de 61 bin ton olan yetiştiricilik üretiminin, 2023'te 9 kat artışla 556 bin tona ulaştığını belirtti.

- "Ekim sonu itibarıyla 1 milyon 100 bin denetim gerçekleştirdik"

Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, üreticileri afetlere karşı korumak ve sürdürülebilir tarımsal üretimi sağlamak amacıyla Tarım Sigortaları kapsamında sigorta poliçe bedelini yüzde 67'ye varan oranda karşıladıklarını anlatarak, "Bunun yanında genç ve kadın çiftçilerimize, gazi ve şehit yakınlarına, engelli çiftçilerimize ve sözleşmeli tarım yapan üretici ve yetiştiricilerimize TARSİM'de prim indirimleri sağlıyoruz. Bu kapsamda 2023'te 8 milyar lira, bu yıl ekim ayı itibarıyla 11 milyar lira hasar tazminatı ödenmiştir." dedi.

Vatandaşların sağlıklı ve güvenilir gıdaya ulaşması için denetim ve kontrollere aralıksız devam ettiklerini vurgulayan Yumaklı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"2024 yılı Ekim sonu itibarıyla 1 milyon 100 bin denetim gerçekleştirdik. Bugüne kadar taklit veya tağşiş yapılan, insan sağlığını tehlikeye düşürecek gıdalar, periyodu belli olmayan zamanlarda toplu şekilde kamuoyuna açıklanıyordu. Şimdi bu duyuruları, elektronik ortamda tüketicilerimizle anlık olarak paylaştığımız bir sisteme geçtik. Gıda işletmelerinin denetim durumunun tüketicilerimiz tarafından da takip edilmesine olanak tanıyan Gıda İşletmeleri Karekod Uygulaması'nı hayata geçirdik. 2025 yılında bu uygulamayı zorunlu hale getireceğiz."

Yumaklı, gelecek yıl Bakanlığının bağlı kuruluşlarıyla birlikte 178 milyar lira yatırım yapmasını, tarımsal destek tutarını 135 milyar liraya çıkarmayı ve depremden etkilenen iller için 11,5 milyar lira kaynak kullanmayı hedeflediklerini kaydederek, Tarım ve Orman Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin, bir önceki yıla göre yüzde 55 artışla 438 milyar lira olacağını bildirdi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekilleri, Tarım ve Orman Bakanlığının 2025 yılı bütçesi üzerinde görüşlerini dile getiriyor.

Bütçe üzerinde CHP Grubu adına söz alan Adana Milletvekili Ayhan Barut, çiftçinin bıçak kemiğe dayandığı için eyleme başladığını söyleyerek, "Tarımı biten bir ülkede tarım yapmak çok zor. Her ektiğinden zarar eden ve hiç kazanamayan bir çiftçi kesimi ilk defa Türkiye'nin farklı bölgelerinde eylemlere kalkıştı." diye konuştu.

Türkiye'nin, çok uluslu şirketler ile emperyalist ülkelerin pazarı haline getirildiğini savunan Barut, çiftçinin ürünlerini maliyetinin altına sattığını ve zarar ettiğini belirtti.

Tarımsal üretimin en temel maliyetlerinden mazotun 3 yılda 7 liradan 45 liraya çıktığını anlatan Barut, "Tarıma geçen yıl 63 milyar lira, bu sene 91 milyar lira, gelecek yıl ise 135 milyar lira destek vereceklerini söyleyenlerin vicdanları sızlamıyor mu? Maliyetler 5-6 kat arttı. İlaçtan gübreye, tohumdan elektriğe bütün girdiler artmışken bu destek çiftçiye yetersizdir." ifadesini kullandı.

İYİ Parti Yozgat Milletvekili Lütfullah Kayalar, Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesinin milli gelire katkısı ve etkilediği nüfus bakımından önemli bir bütçe olduğuna işaret etti. Türkiye'nin tarım sektörüne yönelik, ulusal ve uluslararası kişi ve kuruluşlar tarafından hazırlanan raporların, ağırlıklı olarak yapısal sorunların varlığını ortaya koyduğunu anlatan Kayalar, Türkiye'nin emek verimliliğinde dünyada 30. sırada yer aldığını kaydetti.

Kayalar, tarım sektörünün, yıllar itibarıyla Gayri Safi Yurtiçi Hasılasındaki (GSYH) payının gerilediğini; 20 yıllık periyot içerisinde tarım gelirinin ve tarımda büyümenin azaldığını söyledi. Hayvancılıkta planlamanın üretimle değil, ithalatla yapıldığını aktaran Kayalar, "Bu yıl tüm zamanların canlı hayvan et ve et ürünleri ithalatında bir rekor beklenmektedir. Et ithalatının ülke gündeminden çıkarılabilmesini yürekten arzu ediyoruz." dedi.

- "Dövizdeki en ufak bir artış, et fiyatlarını yukarı fırlatıyor"

Saadet Partisi Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç, globalleşen dünyada sağlıklı gıdanın ikinci plana atıldığını, insan sağlığını tehdit eden GDO'lu ürünler ve fabrikasyon üretimlerle mücadele etmenin bütün insanlık adına üstlenecekleri en önemli sorumluluklardan birisi olduğunu dile getirdi.

Tarım ve hayvancılığı güçlendirerek sağlıklı gıda üretimini sağlamanın, insanlık adına yapılacak en hayati görevlerden biri olduğunu vurgulayan Kılıç, "Gıda, insanın ruh haline kadar sirayet eder. Bir insanın nasıl davrandığı, ne yiyip ne içtiğiyle doğrudan ilintili bir meseledir. Tarım ve hayvancılık aynı zamanda bir milli güvenlik meselesidir." değerlendirmesinde bulundu.

Üreticilerin zor zamanlardan geçtiğini ve girdi maliyetini karşılayamayarak zarar ettiğini söyleyen Kılıç, Türkiye'nin bir tarım ülkesi olmasına rağmen gıda enflasyonunda en yüksek ülkelerin başında geldiğini anlattı.

Kılıç, süt fiyatları belirlenirken artan girdi maliyetlerinin hiç hesaba katılmadığını savunarak, "Bu defa süt inekleri kesime gidiyor, hayvan varlığı da azalıyor. Brezilya'dan, Uruguay'dan, Arjantin'den et ve canlı hayvan ithal ediliyor. Dövizdeki en ufak bir artış, et fiyatlarını yukarı doğru fırlatıyor." ifadesini kullandı.

- "Su ürünleri üretimi ve ihracatında çok önemli başarılara imza atılmıştır"

MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, küresel gerilimlerden, ekonomik dalgalanmalardan, döviz kurlarındaki oynaklıklardan en çok ve en hızlı etkilenen kesiminin çiftçiler olduğunu belirterek, hayvancılık ve ormancılıkla uğraşan vatandaşların korunmasının sadece bir ihtiyaç değil stratejik bir zorunluluk olduğunu vurguladı.

Türkiye'nin içme suyu ve tarımsal sulama suyu açısından zengin bir ülke olmadığını kaydeden Osmanağaoğlu, "Buna rağmen çeşitli gerekçelerle birçok bölgede vahşi sulamanın devam ediyor olması, yeni stratejilerin ivedilikle uygulamaya geçirilmesini zaruri kılmaktadır. Çiftçilerimizin damla sulama sistemine geçişiyle ilgili teşviklerin artırılması, vatandaşlarımızın var olan teşviklerden faydalanabilmeleri için yönlendirilmesi önem arz etmektedir. Su kaynaklarının değerlendirilebilmesi ve tarımsal üretimin artırılması için gölet sayılarının çoğaltılması önemli görülmektedir." sözlerini sarf etti.

Veteriner hekim potansiyelinin yüksek olduğuna işaret eden Osmanağaoğlu, "14 bin veteriner hekimimiz KPSS'ye girmekte ama 400'ü atanabilmektedir. Bu sayının yükseltilmesi, hem hekimlerimiz hem de elimizdeki dinamiklerin etkin bir şekilde kullanılması açısından önemlidir." görüşünü paylaştı.

AK Parti Elazığ Milletvekili Ejder Açıkkapı, Türkiye'nin tarımsal hasılada Avrupa'da birinci ve dünya sıralamasında ilk 10 ülke içerisinde yer aldığına dikkati çekerek, yürütülen çalışmalarla bitkisel üretimde Cumhuriyet tarihi rekorlarının kırıldığını aktardı. Hayvan sayısında ve hayvansal üretimde önemli artışlar sağlandığını belirten Açıkkapı, şunları kaydetti:

"Su ürünleri üretimi ve ihracatında çok önemli başarılara imza atılmıştır. Bugün 100'den fazla ülkeye su ürünleri ihracatı yapılmaktadır. Doğal afetlerin tarımsal üretimi olumsuz etkilememesi için tarım sigortalarının kapsamı genişletilmiş, katılım sigortacılığı ve gelir koruma sigortası gibi yeni uygulamalar hayata geçirilmiştir. Kırsal kalkınma programlarıyla yerel ekonominin güçlendirilmesi, tarımsal üretimin artırılması ve gençlerimizin kırsalda tutularak ülkemizin kalkınmasına katkı sağlanması hedeflenmektedir. Bu kapsamda kırsal ekonomik yatırım ve ekonomik altyapı projelerine ağırlık verilerek üretime değer katılmış, istihdam oluşturulmuş ve gıda kayıplarının azaltılmasına katkı sağlanmıştır."

AK Parti'li Açıkkapı, Tarım ve Orman Bakanlığının, en temel insan haklarından biri olarak görülen güvenilir gıdaya erişim için tarladan sofraya kadar bütün süreçleri 7 gün 24 saat esasıyla titizlikle denetlediğini, güvenilir gıda ve sağlıklı beslenmeye yönelik önemli düzenlemeleri hayata geçirdiğini de ifade etti.

AK Parti Adıyaman Milletvekili Resul Kurt, tarım faaliyetlerinin ülke ve dünya ekonomisinde büyük bir önemi olmasının yanında hayati ve stratejik bir alan olduğunu söyledi.

Kurt, Adıyaman'da deprem sonrası küçükbaş, büyükbaş, kanatlı hayvan, arılı kovan dağıtımı, yem desteği ve besleme amaçlı şeker dağıtımı için toplam 295 milyon 830 bin 208 TL ödeme yapıldığını, 4 bin 436 adet hayvan çadırı dağıtıldığını, içme suyunun karşılanması için de 5 içme suyu kuyusu açılarak halkın hizmetine sunulduğunu anlattı.

Avrupa'da bir hal yasası olmadığına, ürünün çiftçi kooperatifi üzerinden serbestçe pazarlandığına işaret eden Kurt, "Hal sisteminin revize edilerek çiftçi ve üretici odaklı bir sistem kurulması elzemdir. Lisanslı soğuk hava depolarının geliştirilmesi hem çiftçilerimizi destekleyecek hem nakliye ve zayiatlardan kaynaklanan fireyi en aza indirecek hem de ülkemiz ekonomisine, enflasyona büyük bir darbe vuracaktır." dedi.

CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem, Türkiye'nin 22 yıldır tarımsal anlamda her yıl gerileten bir iktidarla karşı karşıya kaldığını öne sürdü.

Tarımda bu yıl milli gelirin yüzde 1'i kadar bile destek verilmediğini ifade eden Erdem, "Bu kadar sorun milli gelirden tarımsal destek için yüzde 1 pay ayrılarak da çözülecek gibi görünmüyor. Kendi çıkardığınız Tarım Kanunu'nun bile gereğini yerine getiremiyorsunuz." diye konuştu.

Erdem, çiftçinin en büyük sorunlarından birinin Toprak Mahsulleri Ofisinin belirlediği fiyatlar olduğunu savundu.

Antalya'da meydana gelen aşırı yağış ve fırtınanın tarım alanlarında hasara neden olduğunu ve seracılık yapan çiftçileri olumsuz etkilediğini dile getiren Erdem, çiftçilerin hasarlarının giderilmesi için devlet desteğinin artırılması gerektiği görüşünde bulundu.

- "Tarım sektörü bütüncül bir yapıya kavuşturulmalı"

Henüz yılbaşı planı yapmayanlar için öneriler Henüz yılbaşı planı yapmayanlar için öneriler

MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, yüksek verimlilikte ve kaliteli ürün üreten, teknoloji kullanabilen, ülke insanını besleyebilen ve ihracat kapasitesi yüksek, büyümeye sürdürülebilir katkı sağlayan bir tarım politikası öngördüklerini söyledi.

Türkiye'nin stratejik ve mukayeseli üstünlüğünün tarım olduğuna dikkati çeken Aksu, "Tarımsal üretimi ve çiftçimizin refahını artırıcı desteklerin etkin ve verimli bir şekilde sürdürülmesi şarttır. Tarım sektörünün üretim, işletme ve pazarlama boyutlarıyla bütüncül bir yapıya kavuşturulması, üretici örgütlerinin güçlendirilmesi, tarımsal işletmelerin rekabet güçlerinin artırılması ve pazarlama ağlarının genişletilmesine ağırlık verilmesi gerekmektedir." ifadelerini kullandı.

Aksu, gıda fiyatlarındaki artışı kontrol etmek için gıda sevk zincirindeki fiyatların maliyet kaynaklı olmayan kontrolsüz yükselişinin önüne geçecek mekanizmaların oluşturulması, tarladan sofraya tüm süreçlerin ilgili kurumlarla eş güdüm içinde kontrol edilmesi, gıda arz güvenliği ve güvenilirliğiyle tüketicinin korunmasının sağlanmasının gerektiğini kaydetti.

AK Parti Denizli Milletvekili Nilgün Ök, tarımın bitirildiği iddialarına ilişkin, "Rakamlar aslında onu söylemiyor. 2002 yılında 24,5 milyar dolar olan tarımsal hasıla bugün 2023 rakamlarıyla 68,5 milyar dolara yükselmiş durumda. Avrupa'da 1'inci, dünya da 9'uncu sıraya geliyoruz. Aynı zamanda bitkisel üretimimizi yüzde 41 artırmış durumdayız. Tarımda kendine yeterlilik oranımız yüzde 140 seviyelerine ulaşmış durumda." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin buğday unu, fındık, kuru üzüm gibi birçok üründe dünya lideri konumunda olduğunun altını çizen Ök, "Buğday ithal ediyoruz ama katma değer ürünlerinin de ihracatını sağlıyoruz. Aynı zamanda hem iç piyasadaki talebimizi karşılıyoruz hem de fazlasını dışarıya satmış bulunmaktayız." dedi.

İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, tarım sektörünün milli gelir içerisindeki payının düştüğünü belirterek, "Tarım madem kritik bir sektör, planlarda stratejik bir sektör olarak yer alıyorsa; aslında bu hızlı daralmanın tarımdaki hızlı küçülmenin yani bizim gelişmemizden değil aslında tarım sektörüyle ilgili problemlerin çözülememesinden kaynaklandığı da çok net bir şekilde ortaya çıkıyor." diye konuştu.

Tarımda temel sorunlardan birinin düşük verimlilik olduğunu ifade eden Usta, bu durumun sulama imkanlarının sınırlı olması, arazi miktarlarının düşük kalması, tarım işletmelerindeki ölçek sorunu ve makineleşmenin yetersiz olması gibi nedenlerden kaynaklandığını söyledi.

Usta, girdi maliyetlerinin de yüksek olduğunu belirterek, bunun için de çok daha fazla bir sübvansiyon gerektiğini, destekleme bütçesinin yetersiz olduğunu belirtti. Buğday ve arpa fiyatlarını eleştiren Usta, ekonomik programın yükünü çiftçilerin çekeceğini öne sürdü.

Kahverengi kokarca ile mücadele için adım atılması gerektiğini dile getiren Usta, fındık üreticilerinin zor durumda olduğunu söyledi.

Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Selim Temurci ise Türkiye'nin şu anda temel iki sorunu olduğunu belirterek, bunlardan birinin barınma, diğerinin de sağlıklı gıdaya erişilebilirlik olduğunu söyledi.

Mazot fiyatlarının sürekli arttığını ifade eden Temurci, "2021 yılına döndüğümüzde 6 lira, 7 lira olan mazotun 40 lirayı geçmiş olduğu bir ortamda bu alanda da yaşadığımız yüksek maliyetlerin sebebini biliyoruz. İrrasyonel politikalar Türkiye'yi bu noktaya getirdi maalesef ve şu anda bunu çözmek yine hepimizin vazifesi." ifadesini kullandı.