Adan, gündeme geçmeden önce 3 milletvekiline gündem dışı söz verdi.
MHP Adana Milletvekili Muharrem Varlı, Adana, Mersin ve Hatay'da yaşanan zirai don olaylarının ardından bitkisel ürünlerin ciddi zarar gördüğünü aktardı.
Çiftçilerin zararlarını gidermek için zarar tespitinde bulunup katkı sağlanmasının önemine işaret eden Varlı, çiftçilerin mağduriyetini gidermek açısından hem TARSİM hem de Ziraat Bankası'yla alakalı borçların ertelenmesi gerektiğini bildirdi.
Varlı'nın konuşması sırasında bazı CHP milletvekilleri kürsüye arkalarını dönerek, üzerinde yolsuzluk soruşturması kapsamında İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu'nun fotoğrafının bulunduğu ve "yılgınlık yok, mücadeleye devam", "kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz" yazılı dövizleri gösterdi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer de Türkiye'nin derin bir yoksullukla karşı karşıya olduğunu, emekli ve asgari ücretlinin şiddetli geçim sıkıntısı yaşadığını ileri sürdü.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanmasını eleştiren Gürer, "Tarafsız yargıyı siyasi mühendisliklere alet edenlerin yarattığı tahribat, demokrasimizde büyük bir yara açmıştır. Tüm bu olumsuzluklara karşı, demokrasimizi her yurttaşın hakkı için savunmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Gürer, Saraçhane'de yapılan izinsiz gösterilerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesine yönelik hakaret edilmesini de şiddetle kınayarak, bunu kabul etmediklerini vurguladı.
- "Yargı örgütü hesap vereceklerdir"
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel de demokratik ve barışçıl protestonun hak olduğunu anımsattı.
Ancak bu protestoların şiddete dönüşmesine sebebiyet verilmesine, milli güvenliği ve kamu düzenini olumsuz etkileyecek şekilde faaliyetlerde bulunulmasına izin verilemeyeceğine işaret eden Yüksel, şunları kaydetti:
"Marjinal örgütlerle şehir eşkıyaları, polisimize taş, molotof ve asit atmış, baltayla saldırmıştır. Esnafın dükkanının camı, çerçevesi kırılmıştır. Milletimizin malı, mülkü yağmalanmış, tarihi camilerimize zarar verilmiştir. Eylemler nedeniyle birçok güvenlik görevlimiz yaralanmıştır. Yine dün gece yapılan kanunsuz gösteriler sırasında Sayın Cumhurbaşkanımıza, merhume annesine ve ailesine alçakça hakaretler sarf edilmiştir. Bu, kabul edilebilir bir durum değildir. Bu haysiyet yoksunları elbette ki yargı önünde hesap vereceklerdir. "
Güvenlik güçlerinin müdahalesinin ölçülü ve orantılı olduğunu belirten Yüksel, "Bireylerin yaşam hakkı ve kamu mallarını korumak amacıyla yapılan müdahaleler haklı ve meşrudur. Bu durum, hem Anayasa Mahkemesi'nce hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nce kabul edilmektedir." dedi.
Yüksel'in konuşması sırasında, CHP'li milletvekilleri sıralara vurarak tepki gösterdi. AK Parti sıraları ise Yüksel'in konuşmasına alkışlarla karşılık verdi.
Yüksel'in konuşmasının ardından kürsüden konuşan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir de Yüksel'den daha sorumlu bir konuşma beklediklerini söyledi. Emir, "Toplumsal muhalefet ayağa kalktı, '19 Mart darbesi'ne karşı alanlarda ve siz halktan korktuğunuz, bacaklarınız titrediği için bu mitingleri kriminalize etmeye çalışıyorsunuz ama başaramazsınız." dedi.
- "Türkiye'nin kaybetmesine siz sebep oldunuz"
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu ise 19 Mart ve öncesinden bugüne kadar yaşanan sürecin CHP'nin kendi içinde yaşadığı süreçlerin yansıması olduğunu söyledi.
AK Parti'nin bir taraf olmadığını dile getiren Akbaşoğlu, "İmamoğlu'nun soygun düzeni kurduğunu iddia edenler, bizzat CHP'nin ta kendisidir. Dolayısıyla darbe girişimi sizin kendi içinizden, kendinize karşı yapılmıştır Sayın Emir." dedi.
Akbaşoğlu, AK Parti'nin yaşanılanların hukuki olarak bir tarafında olmadığını belirterek, "Ama siyasi anlamda şunu görüyoruz, yargının işini yapmaması, onu engellemek, gerçekleri örtmek için de sokak çağrıları yapılarak vandalizme ve her türlü zarara, ziyana, Türkiye'nin kaybetmesine siz sebep oldunuz." diye konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir de toplantı ve gösteri yürüyüşünün anayasal bir hak olduğunu, hatırlatarak, gidenlerin yüzde 99,99'unun şiddet içermeksizin barışçıl eylemler yaptığını, bunun dışındakilerin hükümetin kontrolünde olduğunu kaydetti.
AK Parti Grup Başkanvekili Akbaşoğlu ise yargılamayı beraberce takip edeceklerini ve hakikatin ortaya çıkmasına hep beraber şahit olacaklarını söyledi.
Bu sırada CHP'li milletvekilleri "darbeye hayır", "kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz" sloganları atarak tepki gösterdi.
Yaşanan olayların ardından Meclis Başkanvekili Celal Adan, birleşime 5 dakika ara verdi.
TBMM Genel Kurulunda siyasi partilerin grup başkanvekilleri yerlerinden söz alarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ, Büyük Birlik Partisi (BBP) Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun vefatının 16'ncı yılı olduğunu anımsatarak, Yazıcıoğlu'na Allah'tan rahmet diledi.
Yazıcıoğlu'nun ülkeye yaptığı hizmetleri anlatan Özdağ, "O, benim de bizzat şahit olduğum hayatında ülke ve milleti adına, milliyetçi kimliğiyle çıktığı bu yolda kimliğini kimsenin gözüne sokmadan yaşayan, cesareti, civanmertliği, mütevazılığı ve vefasıyla rakiplerinin bile saygı duyduğu bir Anadolu alpereniydi." ifadesini kullandı.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez de İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasını eleştirerek, "Bir zamanlar adaletsizlikten, hukuksuzluktan, yargı zulmünden şikayet eden ve o dönemde haklı olan Erdoğan, maalesef bu ülkede hakkaniyetli bir adalet mekanizmasını 23 yıldır tesis edememiştir." görüşünü savundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken yargılanarak cezaevine gönderildiğini anımsatan Çömez, o dönemde de Saraçhane ve diğer meydanlarda halkın Erdoğan'a destek olduğunu belirtti.
Çömez, "Ama o meydanlarda olmayan bir şey vardı. İnsanların üzerine tazyikli su fışkırtan TOMA'lar yoktu. Orada gösteri yapan, Sayın Erdoğan'a haksızlık yapıldığı için onun hukukunu korumak üzere o meydanlara gelen insanların üzerine gaz kapsülleri atılmıyordu, polisler coplarla onların üzerine yürümüyorlardı ve insanlar orada haklı tepkilerini ortaya koydular." ifadesini kullandı.
Çömez, herkesin sorgulanıp yargılanabileceğini ancak bunun adalet içinde olması gerektiğini vurguladı.
- "Hiç kimse dokunulmaz değildir"
MHP Grup Başkanvekili Filiz Kılıç da görevden alınan İmamoğlu ve diğer bazı CHP'li belediye başkanlarına yönelik yolsuzluk iddialarına dikkati çekerek şöyle konuştu:
"CHP yönetimi, belediye başkanları hakkındaki suçlamalara ve iddialara kamuoyunun vicdanını rahatlatacak cevaplar vermek yerine, sonucu çıkmaz olan sokak davetleriyle uğraşıyor. Vatandaşlarımızı, özellikle de gençleri sokağa çağırmak, şerefli, vefakar Türk polisiyle karşı karşıya getirmek kabul edilebilecek bir davranış biçimi değildir. Hiç kimse dokunulamaz, ulaşılamaz, erişilemez ve hesap sorulamaz değildir. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Herkes suhulet içinde Türk yargısının vereceği kararı beklemeli ve çıkacak sonuca saygı göstermelidir."
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit de İmamoğlu ile diğer bazı CHP'li belediyelere yönelik tutuklamaları kınadığını ifade etti.
- "Yargılamaya değil, tutuklu yargılamaya karşıyız"
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir de İmamoğlu'nun tutuklanarak görevden uzaklaştırılmasıyla hukukun açıkça katledildiğini savundu. Emir, şöyle dedi:
"Amaç, Ekrem İmamoğlu'nu cezaevine koymak, davalarla meşgul etmek ve becerebilirlerse halkın Ekrem İmamoğlu hakkında kötü şeyler düşünmesini sağlamaktır ama ters tepmiştir, bu kirli plan halk nezdinde bozulmuştur. Bu kirli planı bozacağını milyonlar alanlarda göstermiştir. İddianamede gizli tanıklar var. Gizli tanıkların en fazla söyledikleri anlıyoruz ki 'Öyle duydum, öyle olduğunu düşünüyorum' gibi yorumlardır. Gizli tanık uygulaması zaten sorunlu bir alandır ama burada son derece kötü bir şekilde, hukuku katledecek şekilde kullanılmaktadır. Evet, bırakalım, yargı işini yapsın. Bizim hiçbir belediye başkanımızın, hiçbirimizin ve Ekrem İmamoğlu'nun veremeyeceği hiçbir hesap, açıklayamayacağı kör kuruş yoktur. Dolayısıyla biz yargılamaya karşı değiliz. Biz, tutuklu yargılamaya karşıyız."
- "Bunları hükümetimizle ilişkilendirmek doğru değil"
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu da vefatının 16'ncı yılı nedeniyle Muhsin Yazıcıoğlu'na rahmet dileyerek konuşmasına başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "21 Mart Nevruz Günü'nün bayram olarak kutlanmasına" ilişkin açıklamasını hatırlatan Akbaşoğlu, 21 Mart'ın resmi bayram günü ilan edilmesi için girişimlerinde bulunacaklarını bildirdi.
Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanarak görevden alınmasına ilişkin tartışmalara değinen Akbaşoğlu, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu, yargının kendi gündemine hakim olduğunu söyledi.
Eleştirilere cevap veren Akbaşoğlu, şunları kaydetti:
"Yargı, CHP'nin kendi içinden yapılan şikayetler, itirazlar, kamuoyu önünde tartışılan bilgi, belge ve delillere istinaden daha önce başlatılmış olan hem terör hem de yolsuzluk soruşturmasıyla ilgili bir süreç başlattı ve bununla ilgili olarak da tutuklama kararına kadar giden bir süreci kendi içinde ifa etti. Dolayısıyla bütün bu süreçler, CHP'nin kendi içindeki çekişmelerin, delillendirmelerin, taht ve rant kavgası olarak ortaya konulan yaklaşımların neticesinde gündeme gelen hususlardır. Dolayısıyla bunları Cumhurbaşkanımızla, hükümetimizle ilişkilendirmek asla ve kata doğru değildir, reddediyoruz."
Mahkemenin kararının beklenmesi gerektiğine işaret eden Akbaşoğlu, "Adaleti sokaklarda değil, hukuk koridorlarında, mahkeme salonlarında aramak gerekir." dedi.