Yükseköğretim Kurulu Bilim İletişimi Ofisi, bilimi kampüs dışına çıkarıyor

Köy kahvesinde, madende, vapurda üniversite hocaları bilim anlatacak

Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar:

“Biz yapmıştık, yine yaparız ve yine yapacağız”

“Özgüven inşası için, tarihteki bilim insanlarımızın dünya bilim tarihine veya birikimine yapmış olduğu katkıları öne çıkarmak çok önemli”

Yükseköğretim Kurulu Bilim İletişimi Ofisi “Bilim Kafe” etkinlikleri, bilim ile toplumun buluşmasını sağlayarak tüm Türkiye’de aynı anda bilim konuşulmasını hedefliyor.

Yükseköğretim Kurulu bünyesinde geçtiğimiz ay kurulan Bilim İletişimi Ofisi, üniversitelerimizin bilimsel çalışmalarını ülkemizde ve uluslararası platformlarda görünür kılmayı ve bilimle toplum arasındaki bağları geliştirmeyi amaçlıyor.

Trende, vapurda, madende, önemli kazı alanlarında, şehir meydanlarında, köy kahvelerinde bilim toplumla buluşacak

Türkiye’nin tüm illerinde eş zamanlı olarak ilki mayıs ayında yapılacak “Bilim Kafe” buluşmalarında üniversite hocaları; kafelerden kadınlar lokallerine, millet bahçelerinden vapur ve trenlere, madenlerden kazı alanlarına, köy kahvelerinden uçaklara, tarlalara kadar halka açık mekânlarda vatandaşlarla bir araya gelerek üniversitelerimizdeki bilimsel çalışmaları kolay anlaşılır bir şekilde anlatacaklar.

“Bilim Kafe” buluşmasında yapay zekâdan hayvancılıktaki ıslah çalışmalarına, müsilajdan akıllı tarıma, çip organlardan kuantum fiziğine kadar çok çeşitli konular kolay anlaşılır bir şekilde, ders olarak vatandaşlara aktarılacak. Katılımcılara kahve veya çay ikramı yapılacak, katılım herkese açık olacak.

“Biz yapmıştık yine yaparız ve yine yapacağız.”

Bilim Kafe etkinliğinin toplumun her kesiminden bireylerin bilime erişimini mümkün kılacağını, bilim insanlarımızın da halkın merak ettiği konulara doğrudan cevap vermesine imkân sağlayacağını ifade eden Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar konuya ilişkin şöyle konuştu:

Kompozit OTAĞ Sonuç Raporu Kompozit OTAĞ Sonuç Raporu

“Bilim iletişimini Türkiye'deki bilimsel bilgi tecrübesini, sadece ulusal sınırlarla değil, dünyayla paylaşmanın bir vasıtası olarak görmeliyiz. Bilim tarihimizi görünür kılmak çok mühim. Zira bir özgüven inşası için bilhassa tarihteki bilim insanlarımızın dünya bilim tarihine veya birikimine yapmış olduğu katkıları öne çıkarmak çok önemli. Mesela dünyaca ünlü matematikçimiz Cahit Arf 1958 yılında Atatürk Üniversitesinde derste ‘Makine düşünebilir mi ve nasıl düşünebilir” diye soruyor. Lady Montagu 18. yüzyılın başında Edirne’ye geldiğinde İngiltere’ye yazdığı mektuplarda İstanbul ve Edirne'de bu suçiçeğine karşı değişik bir yöntem uygulandığını ve Avrupa'daki gibi kitlesel ölümlerin olmadığını rapor ediyor ve bu hastalıkla nasıl mücadele edildiğini anlatıyor. Hatta bir 70 sene sonra Avrupa'da enjeksiyon biçiminde aşının bulunmasında bu çalışmaların önemli bir yeri olduğu söylenir. 1969’da ODTÜ’nün bahçesinden hocalarımız roket fırlatıyor. Bu örnekler gibi anlatacak çok hikayemiz var. Bilim İletişimi topluma şunu hatırlatacak; biz yapmıştık yine yaparız ve yine yapacağız.”

“Bilim Kafe” buluşmaları ve bilim iletişimiyle üniversitelerin ürettikleri bilginin toplumda anlaşılır ve erişilebilir hale gelmesi, bilime olan güvenin artması, üniversitelerin şehirlerine ve bölgelerine sağladıkları katkıların, yerel ve küresel sorunların çözümüne sundukları desteklerin, gelecek için üstlendikleri aktif rolün görünür olması, bilim ve toplum arasında köprü kurulması amaçlanıyor.