Toplu sözleşmede alınan karara ve verilen sözlere rağmen üniversite idari personelinin yer değişikliği hakkının teslim edilmemesini 81 ilde protesto ettik; öğretim elemanlarının mali haklarının iyileştirilmesi, makam tazminatı hakkının üniversite daire başkanlarına da verilmesi, araştırma görevlilerine yeşil pasaport alabilme hakkı tanınması, üniversiteler arası merkezî yer değişikliği başta olmak üzere, üniversite çalışanlarının sorunlarına daha fazla zaman kaybedilmeden çözüm bulunması çağrısında bulunduk.

Türkiye genelinde yapılan protestolarda, üniversite şube yönetimlerimiz ve üyelerimiz üniversitelerin önünde bir araya gelerek, “Toplu sözleşme kararına uyulsun, verilen sözler tutulsun, üniversite idari personeline yer değişikliği hakkı verilsin” diye haykırdı. 

Ankara Üniversitesi önünde yapılan eylemde konuşan Genel Sekreterimiz Talat Yavuz, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi olarak istihdam edilen üniversite idari personelinin, kadro ve pozisyon ünvanları itibarıyla her bir üniversitede aynı yeterliliğe sahip olarak aynı işi yapmalarına rağmen bakanlık ve taşra teşkilatı bulunan diğer merkezî kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan idari personelin iller arasında/kurumlar arasında yer değişikliğine benzer bir merkezî yer değişikliği hakkında sahip olmadığını söyledi. 

Muvafakat verilmemesi uzun dava süreçlerine neden olmaktadır 

Üniversite idari personelinin bir diğer üniversiteye yer değişikliği yapabilmesinin, kadrosunun bulunduğu üniversitenin muvafakatine bağlı olduğunu kaydeden Yavuz, “Bu muvafakatin verilmemesi uzun dava süreçlerine neden olmaktadır. Çoğu durumda yer değişikliği yapılmak istenen üniversite, personel ihtiyacı için beklemek zorunda olmadığı için lehe sonuçlanan muvafakat davaları dahi sonuç doğuramamaktadır” dedi. 

Hâlihazırda çoğu üniversitenin, diğer üniversitelere yer değişikliği yapmak isteyen idari personelinin taleplerini yönergeler aracılığıyla düzenlediğini dile getiren Yavuz, “Bu yönergelerde, yer değişikliği yapmak isteyen idari personel için asgari görev yapma süresi, kadro ünvanı/hizmet sınıfı bazında kontenjan, geçerli mazeret vb. şartlar aranmaktadır. Ancak bu yönergelerin yeknesak olmadığı ve uygulama birliği sağlanamadığı gibi, diğer üniversiteleri bağlayıcı hükümler tesis edemediği açıktır” şeklinde konuştu. 

Haber

2025-02-13 13:36:53

ÜNİVERSİTE İDARİ PERSONELİNE YER DEĞİŞİKLİĞİ HAKKI VERİLMEMESİNİ PROTESTO ETTİK

Toplu sözleşmede alınan karara ve verilen sözlere rağmen üniversite idari personelinin yer değişikliği hakkının teslim edilmemesini 81 ilde protesto ettik; öğretim elemanlarının mali haklarının iyileştirilmesi, makam tazminatı hakkının üniversite daire başkanlarına da verilmesi, araştırma görevlilerine yeşil pasaport alabilme hakkı tanınması, üniversiteler arası merkezî yer değişikliği başta olmak üzere, üniversite çalışanlarının sorunlarına daha fazla zaman kaybedilmeden çözüm bulunması çağrısında bulunduk.

Türkiye genelinde yapılan protestolarda, üniversite şube yönetimlerimiz ve üyelerimiz üniversitelerin önünde bir araya gelerek, “Toplu sözleşme kararına uyulsun, verilen sözler tutulsun, üniversite idari personeline yer değişikliği hakkı verilsin” diye haykırdı. 

Açıklanan enflasyon rakamları ile marketteki enflasyon aynı değil! Açıklanan enflasyon rakamları ile marketteki enflasyon aynı değil!

Ankara Üniversitesi önünde yapılan eylemde konuşan Genel Sekreterimiz Talat Yavuz, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi olarak istihdam edilen üniversite idari personelinin, kadro ve pozisyon ünvanları itibarıyla her bir üniversitede aynı yeterliliğe sahip olarak aynı işi yapmalarına rağmen bakanlık ve taşra teşkilatı bulunan diğer merkezî kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan idari personelin iller arasında/kurumlar arasında yer değişikliğine benzer bir merkezî yer değişikliği hakkında sahip olmadığını söyledi. 

Muvafakat verilmemesi uzun dava süreçlerine neden olmaktadır 

Üniversite idari personelinin bir diğer üniversiteye yer değişikliği yapabilmesinin, kadrosunun bulunduğu üniversitenin muvafakatine bağlı olduğunu kaydeden Yavuz, “Bu muvafakatin verilmemesi uzun dava süreçlerine neden olmaktadır. Çoğu durumda yer değişikliği yapılmak istenen üniversite, personel ihtiyacı için beklemek zorunda olmadığı için lehe sonuçlanan muvafakat davaları dahi sonuç doğuramamaktadır” dedi. 

Hâlihazırda çoğu üniversitenin, diğer üniversitelere yer değişikliği yapmak isteyen idari personelinin taleplerini yönergeler aracılığıyla düzenlediğini dile getiren Yavuz, “Bu yönergelerde, yer değişikliği yapmak isteyen idari personel için asgari görev yapma süresi, kadro ünvanı/hizmet sınıfı bazında kontenjan, geçerli mazeret vb. şartlar aranmaktadır. Ancak bu yönergelerin yeknesak olmadığı ve uygulama birliği sağlanamadığı gibi, diğer üniversiteleri bağlayıcı hükümler tesis edemediği açıktır” şeklinde konuştu. 

Üniversiteler arası merkezî yer değişikliğine imkân tanıyacak hukuki ve fiilî bir düzenleme yapılmalıdır 

Yavuz, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 52. maddesinin (f) bendindeki “üniversitelerde görevli memur ve diğer görevlilerin Yükseköğretim Kurulu Başkanı tarafından yükseköğretim üst kuruluşları veya yükseköğretim kurumları arasında atanabilecekleri” hükmüne işaret ederek, söz konusu hükmün, üniversite idari personelinin üniversiteler arasında yer değişikliğinin hukuki dayanağının mevcut olduğunu ortaya koyduğunu vurguladı. 

Eğitim-Bir-Sen olarak 6 ve 7. Dönem Toplu Sözleşme’de idari personelin yükseköğretim kurumları arasında yer değişikliği konusunda çalışma yapılmasının kararlaştırıldığını hatırlatan Yavuz, şöyle konuştu: “İlgili kurumlarla birlikte çalıştığımız, YÖK tarafından da gerekli düzenlemesi yapılarak onaya sunulan haklı talebimizin geciktirilmesine, geçiştirilmesine artık tahammülümüz kalmamıştır. Meydanlardan yetkililere soruyoruz: Daha neyi bekliyorsunuz? Aile Yılı ilan edilen bu yılda da mı bizi anlamayacaksınız? Yükseköğretim Kurulu tarafından özenle çalışılan, masanıza getirilen, onayınıza sunulan ve meydanlardaki binlerce çalışanın dört gözle beklediği çözüm önerisinin, bürokrasinin dehlizlerinde kaybolmasını mı bekliyorsunuz?” 

Makam tazminatı hakkı üniversite daire başkanlarına da verilmelidir 

Daire başkanı kadro ünvanlı kamu personeli arasında kadrosunun bulunduğu kamu kurumundan kaynaklı olarak ücrette farklılık getiren düzenlemelerin Anayasa’nın 10 ve 55. maddelerine, kamu hizmetinin eşit iş yapılarak verilmesine karşın, aynı ücreti alamayan çalışanların motivasyonunu ve verimliliğini olumsuz etkilemesi nedeniyle de çalışma barışının sağlanmasını öngören Anayasa’nın 49. maddesine, ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 23/2. maddesinde yer alan “eşit işe eşit ücret” ilkesine aykırı olduğunun altını çizen Yavuz, “Harcama sorumlusu olarak hukuki ve mali yükümlülük altında bulunan üniversite daire başkanlarının özlük hakları, görev, yetki ve sorumluluklarıyla orantılı değildir. Merkezî idare daire başkanlarına tanınan makam tazminatı hakkı üniversite daire başkanlarına da verilmelidir” ifadelerini kullandı. 

Öğretim elemanlarının mali hakları iyileştirilmelidir 

Akademik zam konusuna da değinen Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öğretim elemanları, ‘eşit işe eşit ücret’ uygulaması olarak bilinen 666 sayılı KHK düzenlemesinde en fazla ihmal edilen kesim olarak ücretlerinde diğer meslek gruplarıyla orantılı bir artış gerçekleşmeyen nadir meslek gruplarından biri olmuştur. Bu durum, üniversite camiasında ve kamuoyunda çalışma hayatındaki kamu yönetimine ve adalete olan güveni zedelemektedir. Son yıllardaki enflasyonist ortamda mali haklarında reel bir artış gerçekleşmeyen, aksine reel bir kayıp yaşayan öğretim elemanları/akademisyenler, ciddi ölçüde itibar kaybına uğramaktadır.” 

Akademik personelin, hem kendi içinde hem de diğer mesleklerle yapılan kıyaslamalarda maaş düzeyi ekseninde mağduriyet ve mali haklar bakımından sınırlılık yaşadığını belirten Yavuz, “Üniversitelerde görev yapan akademik personele yönelik bir ücret politikasının oluşturulması elzem olmakla birlikte, bu politikanın oluşturulmasına ilişkin sürecin kısa sürmeyecek olması ve akademik personelin kısa vadede maaş iyileştirme beklentilerinin karşılanmasına ilişkin gereklilik çerçevesinde belirli bir maaş kalemi üzerinden geçmiş dönem kayıplarının telafisi ve kıyaslanabilir meslek grupları ile eşit ve adil bir düzeye yükseltmeye dönük adımların atılması önem arz etmektedir. Bu itibarla öğretim elemanlarının mali haklarında artış sağlanması yönünde bir düzenleme yapılması elzemdir” diye konuştu. 

Araştırma görevlilerine yeşil pasaport alabilme hakkı tanınmalıdır

Araştırma görevlilerinin en fazla üçüncü dereceye kadar ilerleyebildikleri için yeşil pasaport alamadığını söyleyen Yavuz, “Bu durumda araştırma görevlileri, yurt dışı araştırma, çalışma, uluslararası çalıştay, sempozyum ve benzeri bilimsel toplantılara katılmak için yurt dışı çıkışlarında yeşil pasaport alamadıkları için bu pasaportun sağladığı kolaylıklardan faydalanamamaktadır. Bu ise uluslararası nitelikteki bilimsel çalışmalarını sekteye uğratmaktadır. Araştırma görevlilerine yeşil pasaport alabilme hakkı tanınmalıdır” değerlendirmesinde bulundu. 

Sorunlara çözüm üretilinceye kadar mücadele etmeye, yer değişikliği talebini dile getirmeye devam edeceğiz 

Talat Yavuz, öğretim elemanlarının ek ödemelerinde iyileştirme, geliştirme ödeneğinin süresinin uzatılması, üniversite ve YÖK disiplin kurullarına sendika temsilcilerinin katılımının sağlanması, jüri üyeliklerine ücret verilmesinin sağlanması, lojmanda yüzde 15’in idari personele tahsisi, lojman komisyonuna sendika temsilcisinin katılımı, ikinci öğretimde fazla çalışma ücretinde kapsamı genişletme, bazı üniversite çalışanlarının ek tazminatlarında artış, üniversitelerde itfaiyeci kadrolarında bulunanların hizmet sınıfının yardımcı hizmetler sınıfından genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmesi, üniversite yurtlarında fazla çalışma ücreti artışı, sözleşmeli üniversite çalışanlarının kadroya kavuşturulması, ek göstergelerin iyileştirilmesi, 50/d’li araştırma görevlilerinin 33/a’ya geçişi gibi önemli adımların atılmasını; üniversite çalışanlarına yönelik birçok konuda kayda değer adımların atılmasını sağladıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı: “Eğitim-Bir-Sen olarak, akademisyenlerin ücretlerinin iyileştirilmesi, üniversite daire başkanlarına da makam tazminatı hakkının verilmesi, araştırma görevlilerine yeşil pasaport alabilme hakkının tanınması için gayret sarf etmeye; üniversite idari personelinin üniversiteler arası yer değişikliği hakkı mücadelesinin bayraktarlığını yapmaya, somut bir çözüm üretilinceye kadar emek harcamaya, haklı ve yerinde talebi ısrarla dile getirmeye devam edeceğiz.”