Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin sunumundaki konuşmasına cumhuriyetin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, vefatının 86. yılında saygı ve minnetle yâd ederek başladı.
Eğitimin en temel insan haklarından biri olmakla beraber devletlerin de temel görevlerinden biri olduğuna işaret eden Bakan Tekin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister." veciz ifadesinde karşılığını bulan millî eğitim davasının oluşturduğu şuurla Bakanlık olarak eğitimi sadece maddi refah sağlayacak yolları açan bir yatırım alanı olarak değil, aynı zamanda insana dokunan her alanı ihya ederek millî varlığı ve istikbali teminat altına almanın en etkili yolu olarak gördüklerini anlattı.
Bu yaklaşımla cumhuriyetin ikinci asrına tekabül eden 21. yüzyılın, yani Türkiye Yüzyılı'nın aynı zamanda "eğitimin yüzyılı" olarak şekilleneceğine inandıklarını aktaran Bakan Tekin, bu hedefin tecellisi için var güçleriyle çalıştıklarını söyledi.
Türkiye Yüzyılı'nı inşa edecek nesiller yetiştirme vizyonu ile eğitim alanını, donanımlı ve ahlaklı insan yetiştirme fırsatı, dahası medeniyet inşa etme mesuliyetinin ana konusu olarak gördüklerini ifade eden Bakan Tekin, bu doğrultuda Bakanlık olarak çocukların ve gençlerin becerilerini geliştirmelerine destek olmak, eğitim çalışmalarını rahatlıkla sürdürebilecekleri ortamları sağlamak ve ülkeyi kültürel anlamda daha ileriye taşımak amacıyla eğitime ve çocukların geleceğine katkı sağlayacak tüm plan, program ve projeleri hazırlama ve uygulamaya koyma kararlılığında olduklarını vurguladı.
Bakan Tekin, öğrencilerin öğrenme yolculuğunda, kendilerini bu sürecin aktif bir öznesi olarak konumlandırıp yarınlarını bu anlayışla organize ederek başarılı olacaklarına inandıklarını anlattı.
Günümüzdeki ekonomik, toplumsal ve teknolojik gelişmelerin, öğrenci merkezli anlayıştan bir adım daha öteye gitmeyi zorunlu kıldığını ve öğrencinin öğrenme taleplerinin dikkate alındığı bir öğrenme sürecini ön plana çıkardığını aktaran Bakan Tekin, "Eğitimin bir başka yönüyle de erdemli bir toplum inşa etmenin önemli bir vasıtası olduğunu söyleyebiliriz. Yeni attığımız adımlarımızla gerçekleştirmek istediğimiz dönüşüm; temel hak ve hürriyetleri merkeze alan, insanı önceleyen, evrensel uygulamalarla uyumlu, millî ve manevi hassasiyetleri önemseyen, beceri ve görgü odaklı, esnek ve sürdürülebilir bir eğitim hizmetini hedeflemektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Çağın ve geleceğin becerileriyle donanmış ve bu donanımı insanlık hayrına sarf edebilen, bilimsel yaklaşıma sahip, kültürel zenginliğinin farkında olan ve mensubu olduğu milletine karşı duyarlı, "yetkin ve erdemli" nesiller yetiştirmeyi hem görev hem de sorumluluk olarak telakki ettiklerini belirten Bakan Tekin, "Eğitim sistemimizin amacı ve pek tabii bizim mefkûremiz, 'iyi insan' yetiştirmektir. Millî Eğitim Bakanı olarak şahsım başta olmak üzere tüm kadrolarımızla çalışmalarımızı bu hedefe uygun olarak yürütüyoruz." dedi.
"Eğitim alanı popülist yaklaşımlarla asla zayıflatılmamalı"
Bakan Tekin, bu inançla erken çocukluk eğitiminden başlayarak eğitim ve öğretimin her kademesinde bireylerin daha nitelikli eğitime erişebileceği bir sistemi oluşturma kararlılıklarının 22 yıldır kesintisiz sürdüğünü ifade etti.
Bakan Tekin, "Popülist yaklaşımlarla asla zayıflatılmaması ve büyük bir hassasiyetle ele alınması gereken 'millî meselemiz' eğitim alanında, 2025 yılında gerçekleştireceğimiz çalışmalara ve bütçesine verecekleri destekle eğitimi daha üst seviyeye taşıma adına sunacakları yapıcı katkılar için Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi tüm milletvekillerine şimdiden teşekkürü bir borç biliyoruz." ifadelerini kullandı.
"Eğitim seferberliğine toplumun tamamının katkısını almak, önceliğimiz"
Bakan Tekin, Bakanlık olarak ülkenin Türkiye Yüzyılı vizyonu hedeflerine ulaşmada sorumluluk almak ve katkı vermek için yüksek bir motivasyonla çalıştıklarını söyledi.
Bunun gerçekleşmesinin şüphesiz ülke olarak tüm kurumların ve vatandaşların sürece dâhil olmasıyla mümkün olabileceğine işaret eden Tekin, "Bunun için başlattığımız eğitim seferberliğine toplumun tamamının katkısını almak, önceliğimizdir." dedi.
Bakan Tekin, bu vizyon çerçevesinde yüklendikleri sorumluluklara omuz vermek isteyen başta siyasetçiler olmak üzere velileri, vatandaşları, hayırseverleri, belediyeleri ve diğer paydaşları çocukların geleceğini güzelleştirecek bu hikâyenin parçası olmaya davet etti.
Eğitim bütçesi, 2025 yılı merkezi yönetim bütçesinin yüzde 14,84'ünü oluşturuyor
Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 2002'de Millî Eğitim Bakanlığının merkezi yönetim bütçesinden en büyük payı alan 4. kurum iken 2003'ten bu yana olduğu gibi 2025 yılında da en büyük payı alan kurum olduğunu bildirdi.
Millî Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı, Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanlığı, üniversiteler ve diğer Bakanlıklara ayrılan kaynaklarla birlikte eğitim bütçesinin, 2 trilyon 186 milyar 575 milyon 227 bin lira olarak belirlendiğini belirten Bakan Yusuf Tekin, "Bu rakam, 2025 yılı merkezî yönetim bütçesinin yüzde 14,84'ünü oluşturmaktadır." bilgisini verdi.
Verilen bu destek sayesinde eğitimde fiziki ve teknolojik altyapı, insan kaynağı, mevzuat ve müfredat konularında uluslararası göstergelerde de vurgu yapılan önemli ilerlemeler kaydedildiğine işaret eden Bakan Tekin, bu ilerlemeler sayesinde eğitime erişim, okullaşma oranları ve eğitimin niteliğinin arttığını vurguladı.
2002'den itibaren eğitimde sağlanan gelişmeleri verilerle aktaran Tekin, örgün eğitimde 2002-2003 eğitim öğretim yılında 367 bin 145 derslik varken 2024-2025 eğitim öğretim yılında 734 bin 913 derslik ile hizmet verdiklerini belirtti. Bakan Tekin, "Son yirmi yılda, önceki 80 yılda yapılandan daha fazla derslik inşa edilmiştir." dedi.
2002-2003 eğitim öğretim yılında resmî okullarda 515 bin 253 öğretmen görev yaparken, bugün 1 milyon 23 bin 553 öğretmenle millete karşı sorumlulukları yerine getirme gayretinde olduklarına dikkati çeken Tekin, "Hâlen görevinin başında olan öğretmenlerimizin yaklaşık yüzde 80'inin hükûmetlerimiz döneminde atandığını ifade etmek isterim. Ayrıca rakamsal olarak 799 bin 643 öğretmenin atamasını gerçekleştirmiş durumdayız." değerlendirmesinde bulundu.
Yapılan bu yatırımlar sayesinde 2002-2003 eğitim öğretim yılında ilköğretimde 36, ortaöğretimde 30 olan derslik başına düşen öğrenci sayısının, 2024-2025 eğitim öğretim yılında ilköğretimde 23, ortaöğretimde 22'ye düştüğünü belirten Bakan Tekin, "Aynı şekilde, 2002-2003 eğitim öğretim yılında ilköğretimde 28, ortaöğretimde 18 olan öğretmen başına düşen öğrenci sayısı bu yıl ilkokulda 18, ortaokulda 14, ortaöğretimde ise 12 olmuştur." bilgisini paylaştı.
Bu rakamlar incelendiğinde, eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarının arttığını, derslik ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısının önemli ölçüde azaldığını vurgulayan Tekin, "Böylece, ülkemizin eğitim alanındaki görünümünün OECD ortalamalarına ulaşması, ülkemiz adına büyük bir başarı, çocuklarımız adına ise memnuniyet verici bir kazanımdır." dedi.
1 milyon 29 bin 250 öğrenciye ücretsiz öğle yemeği hizmeti
Bakan Tekin, eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek için şartlı eğitim yardımından pansiyon kapasitelerinin ve bursların artırılmasına, taşıma yoluyla eğitime erişim hizmetinden ücretsiz ders kitapları ve yardımcı kaynaklara kadar çok kapsamlı sosyal yardım hizmetlerinin kararlı, kapsamlı ve birbirini destekleyecek şekilde verildiğini vurguladı.
Bu çalışmalar sayesinde, dezavantajlı öğrenciler başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin eğitime erişiminin daha da kolaylaştırıldığını belirten Bakan Tekin, şöyle devam etti: "2023-2024 eğitim öğretim yılında, öğrenci taşıma uygulaması ile toplam 1 milyon 146 bin 213 öğrenciye taşıma ve 1 milyon 29 bin 250 öğrenciye de ücretsiz öğle yemeği verilmiştir. Bu kapsamda, taşıma hizmeti ve ücretsiz öğle yemeği hizmeti giderleri için toplam da 24 milyar 942 milyon 612 bin 302 lira harcama yapılmıştır. Bunlara ilaveten, 6 Şubat 2023'te meydana gelen asrın felaketi sonrasında ikametlerinden ayrılıp diğer illerde eğitim öğretimine devam eden öğrenciler, barındıkları sosyal tesisler, öğretmenevleri ve yurtlardan kayıtlı oldukları okullara ücretsiz taşınarak ücretsiz öğle yemeğinden de faydalandırılmıştır."
4 milyar 430 milyon ders kitabı ücretsiz dağıtıldı
Bakan Yusuf Tekin, eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek amacıyla hayata geçirilen ücretsiz ders kitabı uygulaması kapsamında, toplamda 4 milyar 430 milyon ders kitabının ücretsiz dağıtıldığını bu yıl ise 180 milyon ders kitabının öğrencilere ücretsiz dağıtıldığını bildirdi.
Dezavantajlı çocukların okula erişiminin artırılması ve öğrenme kayıplarının giderilmesine de özel önem verdiklerinin altını çizen Tekin, nüfusu az ve dağınık olan köy ve benzeri yerleşim yerlerinde okul öncesi eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak amacıyla bir yerleşim yerinde ana sınıfı açılması için gerekli öğrenci sayısının 10'dan 5'e düşürüldüğünü anımsattı.
Ayrıca, okul öncesi eğitim kurumu bulunmayan ve yeterli öğrenci sayısı olmadığı için ana sınıfı açılamayan kırsal yerleşimlerde, esnek zamanlı, toplum temelli ve ücretsiz eğitim veren uygulamaların hayata geçirildiğini belirten Bakan Tekin, bu bölgelerde ana sınıfı açılamaması durumunda, alternatif erişim modellerinin geliştirildiğini anlattı.
Bu kapsamda "Gezici Öğretmen Sınıfı" modeli ile bir öğretmenin birden fazla yerleşim yerine giderek çocukları uygun bir alanda toplayıp eğitim verdiğini, "Taşıma Merkezi Ana Sınıfı" modeliyle ise çocukların rehber personel eşliğinde en fazla 20 kilometre mesafeden taşıma merkezi seçilen okula ulaşarak eğitim aldığını aktaran Tekin, mevsimlik tarım işçileri ile göçer ve yarı göçer ailelerin çocuklarının eğitime erişimleri ile ilgili bu yıl itibarıyla önemli bir eylem planını hayata geçirdiklerini belirtti.
"Ortaöğretim düzeyinde OECD ortalamasına ulaştığımız rahatlıkla görülmektedir"
Bakan Tekin, sunumunda okullaşma oranlarına ait güncel verileri de paylaştı.
Okul öncesi eğitimde 5 yaş grubunda okullaşma oranının 2002-2003 eğitim öğretim yılında yüzde 11,7 iken 2023-2024 eğitim öğretim yılında ise yüzde 84,26'ya yükseldiğini bildiren Bakan Tekin, şöyle konuştu: "İlköğretimde okullaşma oranı 2002-2003 eğitim öğretim yılında yüzde 90,98 iken 2023-2024 eğitim öğretim yılında yüzde 95,65'e yükselmiştir. Ortaöğretimde okullaşma oranı 2002-2003 eğitim öğretim yılında yüzde 50,57 iken 2023-2024 eğitim öğretim yılında yüzde 87,97'ye ulaşmıştır. Uluslararası karşılaştırmalarda kolaylık sağlamak açısından eğitim kademesinden bağımsız olarak yaş gruplarına göre okullaşma oranlarına bakıldığında 2023-2024 eğitim öğretim yılında 5 yaş grubunda yüzde 86,24, altı dokuz yaş grubunda yüzde 98,61, on on üç yaş grubunda yüzde 98,32 ve on dört on yedi yaş grubunda ise yüzde 91,25 oranlarına ulaşılmıştır."
Çalışmalarının uluslararası raporlardaki yansımalarının memnuniyet verici olduğunu ifade eden Bakan Tekin, şu bilgileri verdi: "OECD tarafından 2024 yılında yayımlanan 'Bir Bakışta Eğitim' raporunda, OECD genelinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilkokulda 14, ortaokul ve ortaöğretimde ise 13 olarak gerçekleşmiştir. Bu verilere göre ortaöğretim düzeyinde OECD ortalamasına ulaştığımız rahatlıkla görülmektedir. Türkiye'nin okullaşma oranında göstermiş olduğu dikkat çekici artış yine aynı raporda vurgulanmaktadır. Türkiye'de 6-14 yaş aralığında okullaşma oranı yüzde 98,8 ile OECD ortalamasının üzerine çıkmıştır. Bu göstergeler sizlerin sayesinde ülkemizin eğitime yaptığı yatırımların etkilerinin görülmeye başladığının ispatıdır. Yine OECD raporuna göre Türkiye'nin eğitim harcamaları açısından da OECD ortalamasıyla uyumlu olduğu görülmektedir. Türkiye'de eğitim, tüm kamu harcamalarının yüzde 10,7'sini oluşturmakta, OECD'de bu ortalama yüzde 10 civarındadır."
Türkiye, PISA toplantısına ev sahipliği yapacak
Bakan Tekin, Türkiye'nin üyesi olduğu OECD'nin "Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı"na da değindi.
Türkiye, PISA uygulamasına ilk defa katıldığı 2003'te matematik alanında 41 ülke içinde 34, fen alanında 35, okuma becerileri alanında ise 33. sırada yer aldığını; 2022 PISA uygulamasında ise Türkiye'nin okuma becerileri alanında 81 ülke arasında 36, matematik alanında 39, fen alanında ise 34. sırada yer aldığını söyledi.
PISA 2022 raporunda "Türkiye, on yıldan uzun bir süre boyunca çoğu alanda iyileşme sağlayan nadir ülkelerden birisidir." ifadesinin yer aldığını belirten Bakan Tekin, "PISA, Türkiye'nin sağladığı bu başarılarla ilgili olarak diğer ülkelerle bu başarıların paylaşılması anlamında bir toplantı talep etmiş, olup bu toplantı, 7-9 Mayıs arasında 90 ülkeden yaklaşık 200 temsilcinin katılımıyla gerçekleştirilecektir." dedi.
TIMSS araştırmasında 1999'da matematik alanında ilk kez hazırlanan raporda 38 ülke arasında Türkiye'nin 31. sırada, 2019 yılında ise 39 ülke arasında 20. sırada yer aldığını belirten Tekin, "PISA ve TIMSS'e ilave olarak Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı İnsani Gelişme Raporu'nda Türkiye 193 ülke arasında 45. sıraya yükselerek üst üste 4. kez 'çok yüksek insani geliştirme' kategorisinde yer alan ülke hâline döndük." dedi.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin program geliştirme sürecinin eğitim bilimlerinin temel ilkelerine uygun şekilde planlandığını vurgulayan Bakan Tekin, sürecin ihtiyaç analiziyle başlatıldığını söyledi.
İhtiyaç analizi kapsamında 81 ilin millî eğitim müdürlüğünde program değerlendirme komisyonları kurularak mevcut programların değerlendirilmesinin yapıldığını anlatan Tekin, öğretmenlerin süreçte karşılaştıkları zorluklar, mevcut öğretim programlarına dair eksiklikler ve ihtiyaçlar hakkında kapsamlı veri toplama çalışması yapıldığını belirtti.
Bakan Tekin, 81 ilden öğrenci görüşleri alındığını, 17 bin öğrencinin yanıtladığı anket çalışmasıyla öğrencilerin beklentileri ve ihtiyaçlarının tespit edildiğini ifade ederek, "2013'ten itibaren öğretim programları ve ders kitaplarına ilişkin gelen görüş ve öneriler, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından arşivlenmiş ve bu görüşler üzerinde içerik analizi yapılarak çalışmalar rapor hâline getirilmiştir. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli öğretim programlarında kullanılması kararlaştırılan beceri setleri ile ilgili çalışmalar, sivil toplum kuruluşlarına da gönderilerek onların da görüş ve önerileri alınmıştır." diye konuştu.
Çalışmaların tecrübeli ve alanında uzman büyük bir ekiple yürütüldüğüne dikkati çeken Bakan Tekin, şunları kaydetti: "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli; milletimizin köklü tarihini, kültürünü, değerlerini, geçmişten gelen birikimini merkeze alan bakış açısıyla hazırlanmıştır. Modelimiz, uluslararası standartlar gözetilerek günümüz dünyasının ileri bilim ve teknolojiye duyduğu ihtiyacı karşılama amacı taşımaktadır. Yeni müfredatımızla hedefimiz, millî, manevi ve insani değerler istikametinde okuyan, düşünen, araştıran, sorgulayan, dikkat ve farkındalığı gelişmiş, eleştirel bakabilen, çözüm odaklı, sorumluluk sahibi, yetkin ve şahsiyetli bireyler olarak yetişmelerini sağlamaktır. Bu modelle eğitim öğretim sistemimizin merkezine aldığımız öğrencilerimizi, sosyal ve manevi gelişim yönleriyle bütüncül olarak geliştirmeye çalışıyoruz."
Bakan Tekin, bu müfredatla öğrencileri yarıştırıcı ve ayrıştırıcı anlayışlardan uzak, bireysel farklılıkları göz önüne alan, onların öğrenme ihtiyaçlarına ve hızlarına uygun farklılaştırılmış öğretim yaklaşımını önemli yenilik olarak hayata geçirdiklerini ifade etti.
"Uluslararası öğrenci sayısı 345 bine ulaştı"
Bakan Tekin, yükseköğretimde son yıllarda yaşanan niceliksel büyümeyle başta yükseköğretime erişim olmak üzere birçok alanda önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirterek, 2023-2024 eğitim ve öğretim yılında 208 yükseköğretim kurumunda 7,4 milyon öğrencinin öğrenim gördüğünü söyledi.
Tekin, 1984'te 20 bin 333 olan toplam öğretim elemanı sayısının bu yıl 184 bin 167'ye, aynı dönemde öğretim üyesi sayısının ise 6 bin 826'dan 106 bin 495'e yükseldiği bilgisini verdi.
Yükseköğretim Kurulunun "uluslararasılaşma"yı stratejik bir hedef olarak benimsediğini ve bu hususta tüm üniversiteleri teşvik ettiğini dile getiren Tekin, "UNESCO verilerine göre 2019 yılından itibaren Türkiye, dünyada en fazla uluslararası öğrencinin bulunduğu ilk on ülke arasında yer almaktadır. Üniversitelerimizde öğrenim gören uluslararası öğrenci sayısı 2013'te 43 bin 251'ken, bu yıl itibarıyla 345 bine ulaşmış durumdadır." diye konuştu.
"ÖSYM her yıl yaklaşık 14 milyon adaya sınav gerçekleştiriyor"
Millî Eğitim Bakanı Tekin, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığının ülkenin önemli hizmet kurumlarından biri olduğunu ifade ederek sözlerine şöyle devam etti:
"Bütün hizmetlerini e-Devlet standartları çerçevesinde yürütmekte, bilimsel ve teknolojik yeniliklerden yararlanarak sürekli kendisini geliştirmekte, hizmet kalitesini günden güne artırmaktadır. ÖSYM her yıl yaklaşık on bir on dört milyon arasında değişen adaya 60 farklı sınavı gerçekleştiren bir kurumdur. Yaklaşık olarak ayrıca 25 kamu kurumuna da yerleştirme işlevini yerine getirmektedir.
2024 yılı içinde ÖSYM bünyesinde bugüne kadar yaklaşık 14 milyon adayın katıldığı 17'si elektronik olmak üzere, toplam 60 sınav gerçekleştirilmiştir. Bu sınavlarda engeli veya sağlık sorunu olan yaklaşık 154 bin aday, sağlık durumlarına uygun koşullar sağlanarak sınavlara alınmıştır."
Bakan Yusuf Tekin, sunumunun sonunda Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin eğitim camiasına, tüm paydaşlara ve ülkeye hayırlı olması temennisinde bulundu.
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞININ 2025 YILI BÜTÇESİ TBMM PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNDA
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Milli Eğitim Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin görüşmelerine başlandı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Komisyon, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı.
Komisyonda, Milli Eğitim Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin yanı sıra Yükseköğretim Kurulu (YÖK); Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM), Yükseköğretim Kalite Kurulu ve üniversitelerin bütçeleri ve 2023 yılı kesin hesapları ile Bakanlık, YÖK, ÖSYM ve üniversitelerin Sayıştay raporları görüşülecek.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "2023-2024 eğitim öğretim yılında, öğrenci taşıma uygulaması ile toplam 1 milyon 146 bin 213 öğrenciye taşıma ve 1 milyon 29 bin 250 öğrenciye de ücretsiz öğle yemeği verilmiştir. Bu kapsamda, taşıma hizmeti ve ücretsiz öğle yemeği hizmeti giderleri için toplam da 24 milyar 942 milyon 612 bin 302 lira harcama yapılmıştır." dedi.
Tekin, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin sunumundaki konuşmasına Cumhuriyetin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, vefatının 86. yılında saygı ve minnetle yad ederek başladı.
Eğitimin en temel insan haklarından bir tanesi olmakla beraber devletlerin de temel görevlerinden biri olduğuna işaret eden Tekin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Cumhuriyet sizden; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister." veciz ifadesinde karşılığını bulan milli eğitim davasının oluşturduğu şuurla Bakanlık olarak eğitimi sadece maddi refahı sağlayacak yolları açan bir yatırım alanı olarak değil aynı zamanda insana dokunan her alanı ihya ederek milli varlığı ve istikbali teminat altına almanın en etkili yolu olarak gördüklerini anlattı.
Bu yaklaşımla Cumhuriyetin ikinci asrına tekabül eden 21. yüzyılın, yani Türkiye Yüzyılı'nın aynı zamanda Eğitimin Yüzyılı olarak şekilleneceğine inandıklarını aktaran Tekin, bu hedefin tecellisi için var güçleriyle çalıştıklarını söyledi.
Türkiye Yüzyılı'nı inşa edecek nesiller yetiştirme vizyonu ile eğitim alanını, donanımlı ve ahlaklı insan yetiştirme fırsatı, dahası medeniyet inşa etme mesuliyetinin ana konusu olarak gördüklerini ifade eden Tekin, bu doğrultuda Bakanlık olarak çocukların ve gençlerin becerilerini geliştirmelerine destek olmak, eğitim çalışmalarını rahatlıkla sürdürebilecekleri ortamları sağlamak ve ülkeyi kültürel anlamda daha ileriye taşımak amacıyla eğitime ve çocukların geleceğine katkı sağlayacak tüm plan, program ve projeleri hazırlama ve uygulamaya koyma kararlılığında olduklarını vurguladı.
Bakan Tekin, öğrencilerin öğrenme yolculuğunda, kendilerini bu sürecin aktif bir öznesi olarak konumlandırıp yarınlarını bu anlayışla organize ederek başarılı olacaklarına inandıklarını anlattı.
Günümüzdeki ekonomik, toplumsal ve teknolojik gelişmelerin, öğrenci merkezli anlayıştan bir adım daha öteye gitmeyi zorunlu kıldığını ve öğrencinin öğrenme taleplerinin dikkate alındığı bir öğrenme sürecini ön plana çıkardığını aktaran Tekin, "Eğitimin bir başka yönüyle de erdemli bir toplum inşa etmenin önemli bir vasıtası olduğunu söyleyebiliriz. Yeni attığımız adımlarımızla gerçekleştirmek istediğimiz dönüşüm; temel hak ve hürriyetleri merkeze alan, insanı önceleyen, evrensel uygulamalarla uyumlu, milli ve manevi hassasiyetleri önemseyen, beceri ve görgü odaklı, esnek ve sürdürülebilir bir eğitim hizmetini hedeflemektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Çağın ve geleceğin becerileriyle donanmış ve bu donanımı insanlık hayrına sarf edebilen, bilimsel yaklaşıma sahip, kültürel zenginliğinin farkında olan ve mensubu olduğu milletine karşı duyarlı, "yetkin ve erdemli" nesiller yetiştirmeyi hem görev hem de sorumluluk olarak telakki ettiklerini belirten Tekin, "Eğitim sistemimizin amacı ve pek tabii bizim mefkuremiz 'iyi insan' yetiştirmektir. Milli Eğitim Bakanı olarak şahsım başta olmak üzere tüm kadrolarımızla çalışmalarımızı bu hedefe uygun olarak yürütüyoruz." dedi.
- "Eğitim alanı popülist yaklaşımlarla asla zayıflatılmamalı"
Bakan Tekin, bu inançla, erken çocukluk eğitiminden başlayarak, eğitim ve öğretimin her kademesinde bireylerin daha nitelikli eğitime erişebileceği bir sistemi oluşturma kararlılıklarının, 22 yıldır kesintisiz bir şekilde sürdüğünü ifade etti.
Tekin, "Popülist yaklaşımlarla asla zayıflatılmaması ve büyük bir hassasiyetle ele alınması gereken 'milli meselemiz' eğitim alanında, 2025 yılında gerçekleştireceğimiz çalışmalara ve bütçesine verecekleri destek ile eğitimi daha üst seviyeye taşıma adına sunacakları yapıcı katkılar için Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi tüm milletvekillerine şimdiden teşekkürü bir borç biliyoruz." ifadelerini kullandı.
- "Eğitim seferberliğine toplumun tamamının katkısını almak önceliğimiz"
Bakan Tekin, Bakanlık olarak ülkenin Türkiye Yüzyılı vizyonu hedeflerine ulaşmada sorumluluk almak ve katkı vermek için yüksek bir motivasyonla çalıştıklarını söyledi.
Bunun gerçekleşmesinin şüphesiz ülke olarak tüm kurumların ve vatandaşların sürece dahil olmasıyla mümkün olabileceğine işaret eden Tekin, "Bunun için başlattığımız eğitim seferberliğine toplumun tamamının katkısını almak önceliğimizdir." dedi.
Tekin, bu vizyon çerçevesinde yüklendikleri sorumluluklara omuz vermek isteyen başta siyasetçiler olmak üzere velileri, vatandaşları, hayırseverleri, belediyeleri ve diğer paydaşları çocukların geleceğini güzelleştirecek bu hikayenin parçası olmaya davet etti.
- Eğitim bütçesi 2025 yılı merkezi yönetim bütçesinin yüzde 14,84'ünü oluşturuyor
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 2002'de Milli Eğitim Bakanlığının, merkezi yönetim bütçesinden en büyük payı alan 4. kurum iken 2003'ten bu yana olduğu gibi 2025 yılında da en büyük payı alan kurum olduğunu bildirdi.
Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı, Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanlığı, üniversiteler ve diğer Bakanlıklara ayrılan kaynaklarla birlikte eğitim bütçesinin, 2 trilyon 186 milyar 575 milyon 227 bin lira olarak belirlendiğini belirten Tekin, "Bu rakam 2025 yılı merkezi yönetim bütçesinin yüzde 14,84'ünü oluşturmaktadır." bilgisini verdi.
Verilen bu destek sayesinde eğitimde fiziki ve teknolojik altyapı, insan kaynağı, mevzuat ve müfredat konularında uluslararası göstergelerde de vurgu yapılan önemli ilerlemeler kaydedildiğine işaret eden Tekin, bu ilerlemeler sayesinde eğitime erişim, okullaşma oranları ve eğitimin niteliğinin arttığını vurguladı.
2002'den itibaren eğitimde sağlanan gelişmeleri verilerle aktaran Tekin, örgün eğitimde 2002-2003 eğitim öğretim yılında 367 bin 145 derslik varken 2024-2025 eğitim öğretim yılında 734 bin 913 derslik ile hizmet verdiklerini belirtti. Tekin, "Son 20 yılda, önceki 80 yılda yapılandan daha fazla derslik inşa edilmiştir." dedi.
2002-2003 eğitim-öğretim yılında resmi okullarda 515 bin 253 öğretmen görev yaparken, bugün 1 milyon 23 bin 553 öğretmenle millete karşı sorumlulukları yerine getirme gayretinde olduklarına dikkati çeken Tekin, "Halen görevinin başında olan öğretmenlerimizin yaklaşık yüzde 80'inin hükümetlerimiz döneminde atandığını ifade etmek isterim. Ayrıca rakamsal olarak 799 bin 643 öğretmenin atamasını gerçekleştirmiş durumdayız." değerlendirmesinde bulundu.
Yapılan bu yatırımlar sayesinde 2002-2003 eğitim-öğretim yılında ilköğretimde 36, ortaöğretimde 30 olan derslik başına düşen öğrenci sayısının, 2024-2025 eğitim-öğretim yılında ilköğretimde 23, ortaöğretimde 22'ye düştüğünü belirten Tekin, "Aynı şekilde, 2002-2003 eğitim-öğretim yılında ilköğretimde 28, ortaöğretimde 18 olan öğretmen başına düşen öğrenci sayısı bu yıl ilkokulda 18, ortaokulda 14, ortaöğretimde ise 12 olmuştur." bilgisini paylaştı.
Bu rakamlar incelendiğinde, eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarının arttığına, derslik ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısının önemli ölçüde azaldığını vurgulayan Tekin, "Böylece, ülkemizin eğitim alanındaki görünümünün OECD ortalamalarına ulaşması, ülkemiz adına büyük bir başarı, çocuklarımız adına ise memnuniyet verici bir kazanımdır." dedi.
- 1 milyon 29 bin 250 öğrenciye ücretsiz öğle yemeği hizmeti
Bakan Tekin, eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek için şartlı eğitim yardımından, pansiyon kapasitelerinin ve bursların artırılmasına, taşıma yoluyla eğitime erişim hizmetinden ücretsiz ders kitapları ve yardımcı kaynaklara kadar çok kapsamlı sosyal yardım hizmetlerinin, kararlı, kapsamlı ve birbirini destekleyecek şekilde verildiğini vurguladı.
Bu çalışmalar sayesinde, dezavantajlı öğrenciler başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin eğitime erişiminin daha da kolaylaştırıldığını belirten Tekin, şöyle devam etti:
"2023-2024 eğitim öğretim yılında, öğrenci taşıma uygulaması ile toplam 1 milyon 146 bin 213 öğrenciye taşıma ve 1 milyon 29 bin 250 öğrenciye de ücretsiz öğle yemeği verilmiştir. Bu kapsamda, taşıma hizmeti ve ücretsiz öğle yemeği hizmeti giderleri için toplam da 24 milyar 942 milyon 612 bin 302 lira harcama yapılmıştır. Bunlara ilaveten, 6 Şubat 2023'te meydana gelen asrın felaketi sonrasında ikametlerinden ayrılıp diğer illerde eğitim öğretimine devam eden öğrenciler, barındıkları sosyal tesisler, öğretmenevleri ve yurtlardan kayıtlı oldukları okullara ücretsiz taşınarak ücretsiz öğle yemeğinden de faydalandırılmıştır."
- 4 milyar 430 milyon ders kitabı ücretsiz dağıtıldı
Yusuf Tekin, eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek amacıyla hayata geçirilen ücretsiz ders kitabı uygulaması kapsamında, toplamda 4 milyar 430 milyon ders kitabının ücretsiz dağıtıldığını bu yıl ise 180 milyon ders kitabının öğrencilere ücretsiz dağıtıldığını bildirdi.
Dezavantajlı çocukların okula erişiminin artırılması ve öğrenme kayıplarının giderilmesine de özel önem verdiklerinin altını çizen Tekin, nüfusu az ve dağınık olan köy ve benzeri yerleşim yerlerinde okul öncesi eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak amacıyla, bir yerleşim yerinde ana sınıfı açılması için gerekli öğrenci sayısının 10'dan 5'e düşürüldüğünü anımsattı.
Ayrıca, okul öncesi eğitim kurumu bulunmayan ve yeterli öğrenci sayısı olmadığı için ana sınıfı açılamayan kırsal yerleşimlerde, esnek zamanlı, toplum temelli ve ücretsiz eğitim veren uygulamaların hayata geçirildiğini belirten Tekin, bu bölgelerde ana sınıfı açılamaması durumunda, alternatif erişim modellerinin geliştirildiğini anlattı.
Bu kapsamda "Gezici Öğretmen Sınıfı" modeli ile bir öğretmenin birden fazla yerleşim yerine giderek çocukları uygun bir alanda toplayıp eğitim verdiğini, "Taşıma Merkezi Ana Sınıfı" modeliyle ise çocukların, rehber personel eşliğinde en fazla 20 kilometre mesafeden taşıma merkezi seçilen okula ulaşarak eğitim aldığını aktaran Tekin, Mevsimlik Tarım İşçileri ile Göçer ve Yarı Göçer Ailelerin Çocuklarının Eğitime Erişimleri ile ilgili bu yıl itibarıyla önemli bir eylem planının hayata geçirdiklerini belirtti.
- "Ortaöğretim düzeyinde OECD ortalamasına ulaştığımız rahatlıkla görülmektedir"
Bakan Tekin, sunumunda, okullaşma oranlarına ait güncel verileri de paylaştı.
Okul öncesi eğitimde 5 yaş grubunda okullaşma oranının 2002-2003 eğitim öğretim yılında yüzde 11,7 iken 2023-2024 eğitim öğretim yılında ise yüzde 84,26'ya yükseldiğini bildiren Tekin, şöyle konuştu:
"İlköğretimde okullaşma oranı 2002-2003 eğitim öğretim yılında yüzde 90,98 iken 2023-2024 eğitim-öğretim yılında yüzde 95,65'e yükselmiştir. Ortaöğretimde okullaşma oranı 2002-2003 eğitim öğretim yılında yüzde 50,57 iken 2023-2024 eğitim-öğretim yılında yüzde 87,97'ye ulaşmıştır. Uluslararası karşılaştırmalarda kolaylık sağlamak açısından eğitim kademesinden bağımsız olarak yaş gruplarına göre okullaşma oranlarına bakıldığında, 2023-2024 eğitim-öğretim yılında 5 yaş grubunda yüzde 86,24, 6-9 yaş grubunda yüzde 98,61, 10-13 yaş grubunda yüzde 98,32 ve 14-17 yaş grubunda ise yüzde 91,25 oranlarına ulaşılmıştır."
Çalışmalarının uluslararası raporlardaki yansımalarının memnuniyet verici olduğunu ifade eden Tekin, şu bilgileri verdi:
"OECD tarafından 2024 yılında yayımlanan 'Bir Bakışta Eğitim' raporunda, OECD genelinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilkokulda 14, ortaokul ve ortaöğretimde ise 13 olarak gerçekleşmiştir. Bu verilere göre ortaöğretim düzeyinde OECD ortalamasına ulaştığımız rahatlıkla görülmektedir. Türkiye'nin okullaşma oranında göstermiş olduğu dikkat çekici artış yine aynı raporda vurgulanmaktadır. Türkiye'de 6-14 yaş aralığında okullaşma oranı yüzde 98,8 ile OECD ortalamasının üzerine çıkmıştır. Bu göstergeler sizlerin sayesinde ülkemize eğitime yaptığı yatırımların etkilerinin görülmeye başladığının ispatıdır. Yine OECD raporuna göre Türkiye'nin eğitim harcamaları açısından da OECD ortalamasıyla uyumlu olduğu görülmektedir. Türkiye'de eğitim, tüm kamu harcamalarının yüzde 10,7'sini oluşturmakta, OECD'de bu ortalama yüzde 10 civarındadır."
- Türkiye, PISA toplantısına ev sahipliği yapacak
Bakan Tekin, Türkiye'nin üyesi olduğu OECD'nin "Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı"na da değindi.
Türkiye, PISA uygulamasına ilk defa katıldığı 2003'te matematik alanında 41 ülke içerisinde 34, fen alanında 35, okuma becerileri alanında ise 33. sırada yer aldığını, 2022 PISA uygulamasında ise Türkiye'nin okuma becerileri alanında 81 ülke arasında 36, matematik alanında 39, fen alanında ise 34. sırada yer aldığını söyledi.
PISA 2022 raporunda "Türkiye, 10 yıldan uzun bir süre boyunca çoğu alanda iyileşme sağlayan nadir ülkelerden birisidir" ifadesinin yer aldığını belirten Tekin, "PISA, Türkiye'nin sağladığı bu başarılarla ilgili olarak diğer ülkelerle bu başarıların paylaşılması anlamında bir toplantı talep etmiş, 7-9 Mayıs arasında 90 ülkeden yaklaşık 200 temsilcinin katılımıyla bu toplantı gerçekleştirilecektir." dedi.
TIMSS araştırmasında 1999'da matematik alanında ilk kez hazırlanan raporda 38 ülke arasında 31. sırada yer aldığını, 2019 yılında ise 39 ülke arasında 20. sırada yer aldığını belirten Tekin, "PISA ve TIMSS'e ilave olarak Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı İnsani Gelişme Raporu'nda Türkiye 193 ülke arasında 45. sıraya yükselerek üst üste 4. kez 'çok yüksek insani geliştirme' kategorisinde yer alan ülke haline döndük." dedi.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli milletimizin köklü tarihini, kültürünü, değerlerini, geçmişten gelen birikimini merkeze alan bakış açısıyla hazırlanmıştır. Modelimiz, uluslararası standartlar gözetilerek günümüz dünyasının ileri bilim ve teknolojiye duyduğu ihtiyacı karşılama amacı taşımaktadır." dedi.
Tekin, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2025 yılı bütçelerine ilişkin sunum yaptı.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin program geliştirme sürecinin, eğitim bilimlerinin temel ilkelerine uygun şekilde planlandığını vurgulayan Tekin, sürecin ihtiyaç analiziyle başlatıldığını söyledi.
İhtiyaç analizi kapsamında 81 il milli eğitim müdürlüğünde program değerlendirme komisyonları kurularak mevcut programların değerlendirilmesinin yapıldığını anlatan Tekin, öğretmenlerin süreçte karşılaştıkları zorluklar, mevcut öğretim programlarına dair eksiklikler ve ihtiyaçlar hakkında kapsamlı veri toplama çalışması yapıldığını belirtti.
Tekin, 81 ilden öğrenci görüşleri alındığını, 17 bin öğrencinin yanıtladığı anket çalışmasıyla öğrencilerin beklentileri ve ihtiyaçlarının tespit edildiğini ifade ederek, "2013'den itibaren öğretim programları ve ders kitaplarına ilişkin gelen görüş ve öneriler, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından arşivlenmiş ve bu görüşler üzerinde içerik analizi yapılarak çalışmalar rapor haline getirilmiştir. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli öğretim programlarında kullanılması kararlaştırılan beceri setleri ile ilgili çalışmalar, sivil toplum kuruluşlarına da gönderilerek onların da görüş ve önerileri alınmıştır." diye konuştu.
Çalışmaların tecrübeli ve alanında uzman büyük bir ekiple yürütüldüğüne dikkati çeken Tekin, şunları kaydetti:
"Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli milletimizin köklü tarihini, kültürünü, değerlerini, geçmişten gelen birikimini merkeze alan bakış açısıyla hazırlanmıştır. Modelimiz, uluslararası standartlar gözetilerek günümüz dünyasının ileri bilim ve teknolojiye duyduğu ihtiyacı karşılama amacı taşımaktadır. Yeni müfredatımızla hedefimiz, milli, manevi ve insani değerler istikametinde okuyan, düşünen, araştıran, sorgulayan, dikkat ve farkındalığı gelişmiş, eleştirel bakabilen, çözüm odaklı, sorumluluk sahibi, yetkin ve şahsiyetli bireyler olarak yetişmelerini sağlamaktır. Bu modelle eğitim öğretim sistemimizin merkezine aldığımız öğrencilerimizi, sosyal ve manevi gelişim yönleriyle bütüncül olarak geliştirmeye çalışıyoruz."
Tekin, bu müfredatla öğrencileri, yarıştırıcı ve ayrıştırıcı anlayışlardan uzak, bireysel farklılıkları göz önüne alan, onların öğrenme ihtiyaçlarına ve hızlarına uygun farklılaştırılmış öğretim yaklaşımını önemli yenilik olarak hayata geçirdiklerini ifade etti.
- "Uluslararası öğrenci sayısı 345 bine ulaştı"
Bakan Tekin, yükseköğretimde son yıllarda yaşanan niceliksel büyümeyle başta yükseköğretime erişim olmak üzere birçok alanda önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirterek, 2023-2024 eğitim ve öğretim yılında, 208 yükseköğretim kurumunda 7,4 milyon öğrencinin öğrenim gördüğünü söyledi.
Tekin, 1984'te 20 bin 333 olan toplam öğretim elemanı sayısının bu yıl 184 bin 167'ye, aynı dönemde öğretim üyesi sayısının ise 6 bin 826'dan 106 bin 495'e yükseldiği bilgisini verdi.
Yükseköğretim Kurulu'nun "uluslararasılaşma"yı stratejik bir hedef olarak benimsediğini ve bu hususta tüm üniversiteleri teşvik ettiğini dile getiren Tekin, "UNESCO verilerine göre 2019 yılından itibaren Türkiye, dünyada en fazla uluslararası öğrencinin bulunduğu ilk 10 ülke arasında yer almaktadır. Üniversitelerimizde öğrenim gören uluslararası öğrenci sayısı 2013'te 43 bin 251'ken, bu yıl itibarıyla 345 bine ulaşmış durumdadır." diye konuştu.
- "ÖSYM her yıl yaklaşık 14 milyon adaya sınav gerçekleştiriyor"
Milli Eğitim Bakanı Tekin, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığının ülkenin önemli hizmet kurumlarından biri olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
"Bütün hizmetlerini e-Devlet standartları çerçevesinde yürütmekte, bilimsel ve teknolojik yeniliklerden yararlanarak sürekli kendisini geliştirmekte, hizmet kalitesini günden güne artırmaktadır. ÖSYM her yıl yaklaşık 11, 14 milyon arasında değişen adaya 60 farklı sınavı gerçekleştiren bir kurumdur. Yaklaşık olarak ayrıca 25 kamu kurumuna da yerleştirme işlevi yerine getirmektedir.
2024 yılı içerisinde ÖSYM bünyesinde bugüne kadar yaklaşık 14 milyon adayın katıldığı 17'si elektronik olmak üzere, toplam 60 sınav gerçekleştirilmiştir. Bu sınavlarda engeli veya sağlık sorunu olan yaklaşık 154 bin aday, sağlık durumlarına uygun koşullar sağlanarak sınavlara alınmıştır."
Tekin, Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin, eğitim camiasına, tüm paydaşlara ve ülkeye hayırlı olması temennisinde bulundu.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekilleri, Milli Eğitim Bakanlığının 2025 yılı bütçesi üzerinde görüşlerini dile getiriyor.
CHP grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş, Milli Eğitim Bakanlığına ayrılan bütçenin geçtiğimiz yıla göre yüzde 13,15 oranında arttığını, 2025 yılında yeniden değerleme oranının yüzde 44 olacağı göz önüne alındığında bu artışın yetersiz olduğunu söyledi.
Okullaşma oranın düştüğünü savunan Özçağdaş, "2011-2012'de ilkokullarda okullaşma oranı yüzde 98,9'du, bugün yüzde 95. Ortaokullarda 93,1'den 91,45'e; ortaokullarda 67,30'dan 87,97 çıkmış. Ama şöyle bir gerçek var, siz Bakan olduğunuzdan bu yana 91,7'den 87,97'ye düştü." diye konuştu.
Okullarda temizlik sorunu yaşandığını dile getiren Özçağdaş, "Öğrenciler, öğretmenler, veliler okulu nöbetleşe temizliyor; aralarında para topluyor. Siz, okullar açıldıktan 1 ay sonra bile yeterli temizlik personelini istihdam edememiş bir Bakansınız." dedi.
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk Özen, AK Parti'nin, göreve geldiğinde Yükseköğretim Kurulu'nu (YÖK) kaldıracağını vadetmesine rağmen bunu yapmadığını söyledi.
Öğrencilerin barınma, beslenme ve yurt sorunu yaşadığını anlatan Özen, "Eleştirel düşüncenin tasfiye edildiği bir ortamda öğrenim görmeye çalışıyorlar. Yurt dışına büyük bir öğrenci, akademisyen göçü var. Çok vahim bir tabloyla karşı karşıyayız." dedi.
DEM Parti Şırnak Milletvekili Mehmet Zeki İrmez, yeni müfredatla ana dilde eğitim konusunda adım atılmadığını savundu.
- "Mülakata girilen il, öğretmen adaylarının kaderleri oldu"
İYİ Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat, eğitimden tasarruf edilmemesi gerektiğini vurguladı. Bakanlığın bütçe artışının yetersiz olduğunu söyleyen Sunat, "Eğitimden kısarak bu çocuklara, bu ülkenin geleceğine ne tür bir değer biçiyorsunuz Sayın Bakan? Eğitime bu kadar az kaynak ayırarak geleceği çalmıyor muyuz?" sorularını yöneltti.
Sunat, zorunlu eğitim çağında olmasına rağmen eğitim dışında kalan çocuk sayısının, son 3 yılın en yüksek değerine ulaştığını anlatarak, "İlkokulda her 100 öğrenciden 5'i, ortaokulda her 100 öğrenciden 9'u, ortaöğretimde ise her 100 öğrenciden 12'si okula gitmiyor. Peki, bu çocuklar nerede? Neden okula gitmiyorlar? Aileler için bir cezai müeyyide yok mu? Eğitim devletin sunduğu bir hak değil mi yoksa ekonomik zorluklarla boğuşan aileler bu yükün altında çocuklarını çalıştırmak zorunda mı kalıyor?" şeklinde konuştu.
Yüzbinlerce öğretmenin atama beklediğini dile getiren Sunat, "Mevcut öğretmenlerin önemli bir kısmı ise geçici, güvencesiz koşullarda çalışıyor. Kaldırın şu sözleşmeli ve ücretli öğretmenliği. Bazen muhalefeti dinlemekte fayda var. Hiç dinlemiyorsunuz, keşke dinleseydiniz. Eğer dinlemiş olsaydınız şu Öğretmenlik Mesleği Kanunu'nu asla geçirmezdiniz." dedi.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Sunat'ın bu sözleri üzerine, "Şenol Hanım, siz de bize değil de duvar yazılarına inanırsanız..." ifadelerini kullandı.
Öğretmen mülakat sonuçlarını eleştiren Sunat, "Mülakat gibi mülakat yapayım.' derken sınıfta kaldınız. Mülakata girilen il, öğretmen adaylarının kaderleri oldu." değerlendirmesinde bulundu.
- "Öğretmenlerimiz sadece ders anlatma robotu olarak görülmemeli"
Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, bütçede faize ayrılan payın, Milli Eğitim Bakanlığına ayrılan paydan daha çok olduğunu belirtti.
Okullarda öğrencilere bir öğün yemek verilmesi gerektiğini söyleyen Şahin, kalıcı yaz saati uygulamasına da son verilmesi gerektiğini savundu.
Hak ve özgürlüklerle ilgili gençlerin kaygıları olduğunu dile getiren Şahin, "Mülakat sorununu çok dile getirdik. Gençlerin kayırmacılıkla ilgili üzerlerinde böyle bir kaygı var. Dolayısıyla bütün bunları topladığımızda Türkiye'nin bir iklim sorunu var ve bu iklim sorunu maalesef beyin göçü sorununa sebep olmaktadır. Biz Türkiye'de bu iklimi düzeltmek ve beyin göçünü tersine çevirmek zorundayız. Ciddi bir eğitim reformuna ihtiyacımız var." değerlendirmesinde bulundu.
Özel okul öğretmenlerinin özlük haklarının iyileştirilmesi gerektiğine işaret eden Şahin, "Öğretmenlerimiz sadece ders anlatma robotu olarak da görülmemelidir. Bağımlılık sorunu hepimizin ortak önemli bir sorunu. Sigara, alkol, uyuşturucu, sanal kumar, bahis, teknoloji bağımlılığı gençler arasında maalesef hızla yayılıyor. Maalesef şu anda her gencimizin cebinde bir kumarhane geziyor. Özellikle lise çağlarındaki çocuklar arasında hızla artan bağımlılık oranları üzerine çokça düşünülmeli ve gereken tedbirleri almalıyız." diye konuştu.
"Öğretmenlerinizin size bir sitemini getirdim." diyen Şahin, "Mülakat puanları tekin değil" yazılı döviz açtı.
- "Üniversiteye geçiş sitemi"
MHP Grup Başkanvekili Filiz Kılıç, öğretmen alımlarında mülakat komisyonlarındaki farklılıklar nedeniyle oluşan eşitsizliğin giderilmesi gerektiğine işaret ederek, "Mülakat konusunda daha net açıklamalar yapılarak, milletimizin aydınlatılması hususu da faydalı olacaktır." dedi.
Halk eğitim kurslarında verilen eğitimlere, kısıtlamaya gidilmeden devam edilmesi gerektiğini söyleyen Kılıç, "Eğitimde tasarruf olmaması gerekmektedir. Okullara alınan temizlik personelinin ve ödenen ücretin 2 katına yükseltilmesi olumlu bir gelişmedir ancak Türkiye Yüzyılı'nda, eğitim yüzyılında, eğitim öğretim başladıktan sonra bina tadilatı, hizmetli temini ve servis taşımacılığı ile ilgili sorunlarla uğraşmamız gerekir. Bu gibi sorunları el birliğiyle gündemimizden çıkarmamız ve önceliğimiz olması elzemdir." ifadelerini kullandı.
Kılıç, kurulan öğretmen akademilerinin tüm illerde faaliyet göstermesi gerektiğini de söyledi.
MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, okul öncesi eğitimin yüzde 100 seviyesine çıkarılması gerektiğini anlattı.
Milli bilincin güçlendirilmesi, temel insani değerlerin kazandırılması ve eğitim başarısının artırılması amacıyla yeterli kapasitenin tesis edilmesi gerektiğini dile getiren Aksu, "Bağımlılıkla mücadele, akran zorbalığının önlenmesi, sağlıklı bir okul-aile işbirliğinin tesis edilmesi konusunda eğitimin her seviyesinde adımlar atılması gerektiğini düşünüyoruz. Üniversite giriş sınavının kaldırılmasını, bunun yerine ilk ve ortaöğretimde öğrencilerin bilgi, beceri, kabiliyet ve yeteneklerini dikkate alan etkili bir yönlendirmeye bağlı olarak, uygulanacak müfredatlar ile ortaöğretim başarısını esas alan ve fırsat eşitliğini gözeten üniversiteye geçiş siteminin uygulamaya konulmasını öngörüyoruz." değerlendirmelerinde bulundu.
- "Zerk edilmek istenen cinsiyetsizlik zehri olduğunu görmeyenimiz yok"
AK Parti Elazığ Milletvekili Ejder Açıkkapı, eğitimin bir toplumun kalkınmasının, kültürel olarak zenginleşmesinin en temel anahtarı olduğuna işaret etti.
Parti olarak 2002'den bu yana her çocuğun kaliteli eğitim imkanlarına ulaşabilmesi için büyük bir gayret gösterdiklerini anlatan Açıkkapı, "Sosyal medya platformlarında, dijital içerik platformlarında, video oyunlarında dünyaya zerk edilmek istenen bir cinsiyetsizlik zehri olduğunu görmeyenimiz yoktur. LGBT sapkınlığının geldiği nokta hepinizin malumudur. Evlatlarımızı en uç, en kirli noktalara taşıyıp, milli ve manevi değerlerini unutturmak, tarihinden çekip alıp daha sonra onları köle haline çevirmek isteyenler olduğunu görüyoruz." diye konuştu.
Eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarını artırmak için yoğun çaba harcadıklarını kaydeden Açıkkapı, "2002 yılında yüzde 11,7 olan okul öncesi okullaşma oranı 2023-2024 eğitim öğretim yılında yüzde 84,26'ya çıkmıştır. İlköğretimde okullaşma oranı yüzde 91'den yüzde 95,65'e, ortaöğretimde yüzde 50,57'den yüzde 87,97'ye yükseltilmiştir. Çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitim alması, yalnızca bireysel gelişimleri için değil, aynı zamanda güzel ülkemizin geleceği için en büyük güvence olacaktır." dedi.
Milli Eğitim Bakanlığının, çocukların, temiz bir gelecek ve sağlıklı yuvalarda yetişmesi için görevini yerine getirdiğini ifade eden Açıkkapı, sözlerini şöyle tamamladı:
"60 bin 487 okulumuzda, 143 bin 355 temiz yürekli insan geleceğimizin teminatı çocuklarımız için görevlerinin başındadır. 13 okulda bir gün temizlik yapıp 'Bütün okulları biz temizliyoruz' diyor. Hangi akıl, bunu mantıklı bulur? Biz millet için didinirken, milletin evlatlarına umut ve gelecek sunarken bu siyasi gösterilerle o temiz geleceği göremeyiz. İşte bütün bu samimiyetsizlikler içerisinde temizlik meselesi bahane edilip gerçekler çarpıtılıyor. Okullarımız siyaset meydanı değil, irfan ocaklarıdır. Fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmek için mukaddes bir görevimiz varken, siyasetin kirli ellerini bu mukaddes yuvalardan çekmeye davet ediyoruz. Bu mesele sadece temizlik meselesi değil, hakikatin temiz kalması meselesidir."