Bu girişimin arkasındaki asıl amacın, kadın öğretmenleri kıyafetleriyle şekillendirip onları belirli bir ideolojiye uydurmaya çalışmak olduğu çok açıktır. Okullara soktukları vakıf maskesi takmış tarikat ve cemaatler aracılığıyla eğitimin bilimsel, laik ve çağdaş yapısını zayıflatmak istiyorlar.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in göreve geldiğinden bu yana attığı adımlar, bu ideolojik dönüşüm planlarının birer parçasıdır. Tekin’in ilk icraatlarından biri, “mesleki temsil ve öğrencilere rol model olunması” gerekçesiyle öğretmenlere beyaz önlük giydirme dayatması olmuştur. Şimdi de kadın öğretmenlerin dış görünüşleri üzerinden baskı kurulmak istenmekte, mesleki yetkinlikleri yerine kıyafetleri denetlenmeye çalışılmaktadır.
Cumhuriyet öğretmeni yalnızca bilgi, tecrübe ve bilimsellikle değerlendirilmelidir.
Cumhuriyet öğretmenine kıyafet dayatmak, mesleğini icra ediş biçimine karışmak, hiç kimsenin haddine değildir!
Kadın öğretmenlerin fişlenmesine de göz yummayacağız!
Beykoz İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü başta olmak üzere, İstanbul'un birçok ilçesinde kadın öğretmenlere dayatılan formlar üzerinden kıdem, görev yeri ve branş gibi bilgilerin toplanması ise öğretmenlerimizi fişleme girişimidir. Bu formlar aracılığıyla öğretmenlerin kişisel ve mesleki bilgilerinin gereksiz şekilde toplanması, ciddi bir hak ihlali anlamına gelmekte ve öğretmenlerimiz üzerinde baskı kurulmaya çalışılmaktadır.
Cumhuriyet’in değerlerine sahip çıkan, eğitimde liyakati ve bilimsel niteliği esas alan öğretmenler olarak, bu tür baskılara boyun eğmeyeceğiz. Kadın öğretmenlerimizin mesleki yetkinlikleri kıyafetle değil, bilgi ve deneyimle ölçülmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı bu tür gerici adımlardan derhal vazgeçmelidir!
Eğitim-İş olarak, bu uygulamanın derhal durdurulması için tüm hukuki ve demokratik haklarımızı kullanacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.