"Emek, Dijitalleşme ve Sosyal Adalet" Uluslararası Kongresi, 41 ülkeden 50 konfederasyon, 3 uluslararası örgüt ve 200 sendikacının katılımıyla Memur-Sen Genel Merkezi’nde başladı. Kongrenin ilk gününde "Küreselleşme ve Dijitalleşmenin Çalışma Hayatı Üzerindeki Etkisi", "Çalışma Hayatında Sosyal Adaletin Tesisi ve Gelir Dağılımı" ve "Örgütsel Çeşitlilik, Küresel Dayanışma ve Sürdürülebilir Emek İlişkileri" panelleri yapıldı.

Kodlama, Veri Analizi, Yapay Zeka Eğitimi Lüks Değil Zorunluluk

Eğitim Bir Sen ve Memur Sen Genel Başkanı Ali YALÇIN,  “Eğitim - Güvence - Adalet”. Bu üç temel ilke son derece önemli. Emekçiler, dijital çağın öncüleri olmalı. Kodlama, veri analizi, yapay zeka gibi konularda eğitim ve dönüşüm şart. Dolayısıyla bu konuda eğitim lüks değil bir zorunluluk. Devletler, sendikalar, özel sektör hasılı herkes bu sorumluluğu paylaşmalı.” dedi

Emek, Dijitalleşme ve Sosyal Adalet Kongresi Başladı

18 Nisan 2025, Cuma

Memur-Sen Genel Merkezi’nde başlayan ‘Emek, Dijitalleşme ve Sosyal Adalet Uluslararası Kongresi’nde konuşan Genel Başkan Ali Yalçın; çağın en büyük dönüşümü dijitalleşmenin emek dünyası üzerindeki etkisinin irdelenmesi gerektiğini söyledi. Yalçın; yapay zekâ ve robotik işçiler ile başlayan sürecin emekçileri güvencesiz bir geleceğe mahkum edebileceği tehlikesi için uyarılarda bulundu.

Memur-Sen’in “Yerelden evrensele soylu mücadele” mottosuyla başlattığı girişim büyüyerek artmaya devam ediyor. Bu bağlamda 41 ülkeden 50 konfederasyon 3 uluslararası örgüt ve 200 sendikacının katılım sağladığı ‘Emek, Dijitalleşme ve Sosyal Adalet’ temalı uluslararası kongresi Memur-Sen’in ev sahipliğinde başladı.

Programda bir konuşma gerçekleştiren Memur-Sen ve ILC Genel Başkanı Ali Yalçın; çağımızın en büyük dönüşüm dalgası olan dijitalleşmenin emek dünyası üzerindeki etkilerini, gelir dağılımında her geçen gün artan uçurumu ve bozulan sosyal adaleti konuşmak için programın çok önemli olduğunu belirtti.

“Gerçekleri net bir şekilde konuşmak zorundayız”

Dijitalleşmenin dünyayı baştan şekillendirdiğini söyleyen Ali Yalçın, yapay zekâ, otomasyon ve dijital platform gibi olguların üretimi hızlandırdığını, sınırları yok ettiğini ve yerleşik algıları sarstığını söyledi.

“Kimileri buna bir devrim gözüyle bakıyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2024 raporuna göre, 2030’a kadar dijital teknolojiler on binlerce yeni iş alanı oluşturacak, ancak on binlerce mevcut işi ya dönüştürecek ya da tamamen ortadan kaldıracak. Bu çerçeveden bakınca evet müthiş bir değişim ve dönüşüm yaşayacağımız görülüyor. Türkiye’de de durum çarpıcı: 2024’te e-ticaret hacmi 1,2 trilyon TL’yi aştı. Çevrimiçi alışverişten bulut bilişime, dijitalleşme ekonomiyi yeniden şekillendiriyor. Ama böyle bir durumda süreçten kim kazanıyor? sorusu da önemli. Gidişata bakacak olursak eğer bir çözüm bulanmazsa durum hiç de iç açıcı değil…Otomasyon, fabrika işçilerinin işini tehdit ediyor. Robotlar, montaj hatlarını ele geçiriyor; Yapay zekâ, ofis çalışanlarını gölgede bırakıyor. Platform ekonomisi daha da vahim; Kuryeler, taksi şoförleri, serbest çalışanlar hasılı milyonlarca insan, günde 14 saat çalışıp güvencesiz bir geleceğe mahkûm ediliyor. Distopik bir evrenden bahsetmiyorum elbette. Oluşan soruna çözüm bulacaksak gerçekleri net bir şekilde konuşmak zorundayız.”

Dünyanın en zengin yüzde 1’lik kesiminin küresel servetin yüzde 54’ünü elinde tuttuğunu vurgulayan Yalçın, sosyal adaletin emeğin kalesi olduğuna dikkat çekerek, “Bu kaleyi, akılla, emekle, dayanışmayla, mücadeleyle, kararlılıkla yeniden inşa edeceğiz. Açık söyleyeyim, Dijitalleşme, sermayenin değil; emeğin, yani dünyanın çoğunluğunun, milyonların refahına, kurtuluşuna, huzuruna hizmet etmeli. Bunun için üç temel ilkeye ihtiyacımız var: ‘Eğitim’- ‘Güvence - ‘Adalet’ Bir: Emekçiler, dijital çağın öncüleri olmalı. OECD’nin 2024 verileri net… Onun için İş gücünün %60’ı yeniden eğitilmeli. Kodlama, veri analizi, yapay zekâ gibi konularda eğitim ve dönüşüm şart. Dolayısıyla bu konuda da eğitim bir lüks değil; bir zorunluluk. Devletler, sendikalar, özel sektör hasılı herkes bu sorumluluğu paylaşmalı” diye konuştu.

Yalçın: Gelin bu umudu birlikte büyütelim

Konuşmasının devamında; Yeryüzünde emeğin dayanışma hattını güçlendirerek, bugünkü değişim dalgasını hep birlikte yönlendirebiliriz” ifadelerine yer veren Ali Yalçın, şu sözlerle konuşmasını tamamladı: “Filistin’de her türlü zulme direnen işçiden, Bangladeş’te makine başında ter döken emekçiye; Türkiye’de hak arayan memurdan, Afrika’da tarlasını süren çiftçiye ve iş güvencesinden yoksun Avrupa’daki platform emekçisine kadar, hepimiz aynı gemideyiz, hepimiz aynı mücadeledeyiz. yüzde 99’un alın teriyle inşa edilen bu dünya, yüzde 99’un paylaşım evreni olmalı! Biz sessiz kalmayacağız! Sendikalar, sivil toplum, hükümetler kafa kafaya verip yeni bir sistemin kapısını aralayabiliriz. Gelin, bu umudu büyütelim. Sosyal adaleti, emeğin kutsal bayrağıyla taçlandıralım. Gelin hep beraber Dijital çağda emeğin yeni manifestosunu yazalım. Bu duygu ve düşüncelerle Kongremizi teşrif eden emek dostlarımıza teşekkür ediyor. Yaşasın emek yaşasın dayanışma diyorum.”

Duran: Ülkemizin yaklaşımı takdir topluyor

Programda konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı Prof. Burhanettin Duran ise, dünyanın etkilerinin her alanda hissedilen kapsamlı bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçtiğini belirterek, bu süreçte siyasi, ekonomik, sosyal ve teknolojik alanlarda büyük kırılmalar yaşanırken, güç dengelerinin yeniden şekillendiğini söyledi.

Küresel düzeyde sosyal adaleti sağlamak ve gelişmekte olan ülkeleri kalkınma ve yapısal reformlarda desteklenin ülkemizin politikalarının en önemli hedeflerinden birini oluşturduğunu belirten Duran, “Türkiye, ILO Anayasası’nda vurgulandığı üzere “Evrensel ve kalıcı barış ancak sosyal adalet temelinde mümkündür.” ilkesine sıkı sıkıya bağlıdır ve dünyada her türlü adaletsizliğe karşı güçlü bir duruş sergilemektedir. Bu yaklaşımımızın en belirgin örneklerinden biri hiç şüphesiz Gazze’de yaşanan insanlık dışı olaylar karşısında Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde sergilediğimiz tavırdır. Dünyanın neresinde adaletsizlik varsa, Türkiye orada vicdanın sesi olmaya, mazlumların yanında durmaya devam edecektir. Uluslararası düzlemde aklı selim ve adalete dayanan gerçekçi politikalara ve etkin diplomasiye her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulan günümüzde ülkemizin bu yaklaşımı takdir toplamaktadır” dedi.

“Kapsamlı dönüşümler gerekli hale geldi”

Dijitalleşmenin getirdiği yeniliklerin çalışma hayatında büyük değişimlere yol açtığını ifade eden Burhanettin Duran, küresel ve teknolojik gelişmelerin iş süreçleri bağlamında ortaya koyduğu yeniliklerin kamu hizmetlerinde de kapsamlı dönüşümleri hayat geçirmeyi gerekli kıldığına dikkat çekti.

Duran konuşmasını şöyle sürdürdü: “Devletimizin hizmetinde yurtdışında ve yurtiçinde büyük özveriyle görevlerini sürdüren Bakanlığımız mensuplarının çalışma koşullarının geliştirilmesi bizim için büyük önem taşıyor. Bakanlığımızda destekleyici, etkili ve verimli çalışma ortamının sağlanmasına öncelik veriyoruz. Personelimizin teknolojiye erişim imkânlarını geliştirerek etkin yönetişim anlayışıyla kurumsal kapasitemizi güçlendiriyoruz. Yapay zekâ ve büyük veri gibi yenilikçi teknoloji alanlarında dünyadaki gelişmeleri de yakından takip ediyor ve Bakanlığımızda bu imkânlardan en geniş ve verimli şekilde istifade edebilmek için sürekli çalışıyoruz.”

Konuşmaların ardından panel düzenine geçildi. Moderatörlüğünü OATUU Genel Sekreter Yardımcısı Valentine Okechukwu Udeh’in yaptığı oturumda JTCU Başkanı St Patrice Odingo Lloyd Ennis, SLTUF Genel Sekreteri Lisa Montelle Leslie-Ann Goodman, NCEW Halkla İlişkiler Başkanı Ghirmay Abraham Debessay ve LDF Başkanı Jelena Soms Küreselleşme ve Dijitalleşmenin Çalışma Hayatı Üzerindeki Etkisi üzerine sunumlarını gerçekleştirdiler.

KSPSI Başkanı Mochamad Djumhur Hidajat’ın moderatörlüğünü yaptığı “Çalışma Hayatında Sosyal Adaletin Tesisi ve Gelir Dağılımı” konulu ikinci oturumda ise AHİK Sosyo-Ekonomik Departman Başkanı Tural Süleymanov, MTUC Başkanı Mauroof Zakir, ZCTU Örgütlenme Direktörü Annette Mpundu Chipeleme ve GFJTU Yürütme Kurulu Üyesi Sharif O Y Alrowwad sunumlarını yaptılar.

“Örgütsel Çeşitlilik, Küresel Dayanışma ve Sürdürülebilir Emek İlişkileri” temasıyla düzenlenen ve moderatörlüğünü BMS Genel Sekreteri Ravindra Dinkarlal Himte’nin yaptığı üçüncü oturumda ise TUCTA Başkanı Tumaini Peter Nyamhokya, SSSBİH Başkanı Selvedin Šatorović, BFLUF Kadın Komitesi Başkanı Ghada Ali Qaed Ahmed ve CSA Genel Sekreteri Elimane Diouf sunumlarını gerçekleştirdiler.

Panellerin ardından çekilen hatıra fotoğrafı ile kongrenin ilk günü tamamlandı. 

Emek, Dijitalleşme ve Sosyal Adalet Kongresi Tamamlandı

19 Nisan 2025, Cumartesi

Memur-Sen ev sahipliğinde 41 ülkeden 50 konfederasyon 3 uluslararası örgüt ve 200 sendikacının katılımıyla düzenlenen Emek, Dijitalleşme ve Sosyal Adalet Kongresi tamamlandı.

Kongrenin ikinci günü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın programa katılımıyla başladı. Gerçekleştirilen kongrenin çalışma hayatı ve uluslararası deneyimlerin paylaşılmasın noktasında önemli sonuçlar doğuracağını söyleyen Bakan Işıkhan, “Dijital çağ ile hayatımızdaki neredeyse her kavramın değiştiği ve dönüştüğü bir süreci hep birlikte tecrübe ediyoruz. Emek, alın teri, üretim ve sosyal adalet gibi tüm insanlığın ortak değeri olan bu kavramlar; insanlık tarihinde uluslararası sınırların da üzerinde müstesna bir yer teşkil etmektedir. Sosyal adaletin teminatı olan sosyal devlet anlayışımızın da temel ilkelerini oluşturan bu bakış açısı, özellikle son 23 yıldır Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki ekonomik ve sosyal kalkınma hamlelerimizin ana motivasyon kaynağı olmuştur” ifadelerini kullandı.

Memur-Sen’in uluslararası normlara uyan bir anlayışla sendikacılık faaliyetlerini sürdürdüğünü ifade eden Vedat Işıkhan, Memur-Sen’in kurulduğu günden bu yana ülkemizde de milli iradeden yana ortaya koyduğu onurlu duruşuyla, sendikal hakların gelişmesine önemli katkılar sağladığı gibi Türkiye’nin demokrasi, insan hak ve özgürlükleri konusundaki mücadelesine de öncülük yaptığını söyledi.

“Çalışma hayatında uluslararası mutabakat önemli”

Sendikaların sorunların çözümü noktasında en önemli sosyal paydaş olduğuna dikkat çeken Vedat Işıkhan, “Bugün artık sadece önündeki birkaç yılın hesabını yapan değil, önündeki yüzyıllık süreci görüp, hedeflerini buna göre belirleyen bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Bu noktada, özellikle çalışma hayatı alanında; sadece ulusal değil, uluslararası mutabakatın da ehemmiyetini özellikle vurgulamak isterim. Bugünün küresel atmosferinde, dünyanın birçok ülkesini bir araya getiren; alın teri, emek ve sosyal adalet kavramlarının, insanlığın ortak geleceği adına önemli roller oynayacağına inanıyorum. Özellikle 7 Ekim’den bu yana yaklaşık 1 buçuk yıldır had safhaya çıkan terör devleti Soykırımcı İsrail’in katliamlarıyla birlikte, etraflı bir tanıma ihtiyaç duyan hak ve adalet kavramlarının yeniden tesisine öncülük edecek her mecrada varlık göstermek için çalışmaya devam edeceğiz. İçerisinde bulunduğumuz yeni çağın sunduğu tüm imkanları, başta çalışma hayatı olmak üzere her alana entegre ederken, insan yaşamına bir tehdit değil aksine bir fırsat oluşturması için gereken önlemleri almayı da ihmal etmeyeceğiz. Önümüzdeki günlerde hep birlikte kutlayacağımız; 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününüzü şimdiden tebrik ediyorum” dedi.

Ali Yalçın: Adil bölüşüm için durmamalıyız

Programda konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ise dijitalleşmenin getirdiği sorumluluklar ile Türkiye’nin emek dünyasının beklentilerine ilişkin adımlar attığını belirterek platform işçilerinden dezavantajlı kesimlerin istihdamına kadar atılan tüm adımların oldukça kıymetli olduğuna dikkat çekti. Sadece kamuda istihdam edilen engelli memur sayısının 2002 yılından günümüze 12 kat artarak 70 bini aştığını hatırlatan Yalçın, “Sözleşmeli Kamu Görevlilerinin kadroya geçirilmesi, kamuda görevli taşeronların güvenceye kavuşturularak, kadroya alınması gibi önemli adımlar atıldı, geriye baktığımızda.1 Mayıs’ın Emek Dayanışma Günü ardından 2009’da Resmî tatil ilan edilmesi; bunlar çok önemli adımlar. ILC Uzmanlık eğitimlerini ÇASGEM ile gerçekleştirdik. Sayın Bakana, ortak çalışma ve sosyal diyaloğa verdiği önem için teşekkür ediyorum. Daha fazla eğitim, güvence ve adil bölüşüm için durmamalıyız. Evet dijitalleşme fırsatlar da sunuyor; Uzaktan çalışma, e-ticaret KOBİ’lere kapı açtı. Ama bu fırsatlar adil mekanizmayla geniş kitlelerle buluşmalı” şeklinde konuştu.

Yalçın konuşmasını şöyle sürdürdü: “Emek bir algoritmayla ölçülemez, insan onuru servetle tartılamaz. Yüzde 99’un alın teriyle kurulan dünya yine yüzde 99’un olmalı! Gelin, emeğin sesini dijital çağda yükseltelim! Filistin’deki işçiden Türkiye’deki memura, Afrika’daki maden işçisinden, Asya’daki tekstil emekçisinden Avrupa’daki mavi yakalıya hepimiz aynı mücadelenin içindeyiz. Yaşasın emek, yaşasın dayanışma.”

Eğitim çalışanlarının uygulamaya gösterdiği yoğun ilgi, sistemin daha fazla kişiye ulaşmasında etkili olacak Eğitim çalışanlarının uygulamaya gösterdiği yoğun ilgi, sistemin daha fazla kişiye ulaşmasında etkili olacak

Konuşmaların ardından ADS Genel Sekreteri Roland Herman Ignacio moderatörlüğünde başlayan “Dijitalleşmenin Sendikal Yapılara Etkisi ve Dönüşümü” konulu panelde Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hamza Öksüz, Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mesut Öner, ve USI Yürütme Kurulu Üyesi Sandra Susana Felix Salgado sunumlarını gerçekleştirdiler.

Panelin ardından çekilen hatıra fotoğrafı ile Emek, Dijitalleşme ve Sosyal Adalet Kongresi tamamlandı.